“Bütün sanat doğanın bir taklididir.” (Seneca)
İçerisinde yaşamış olduğumuz küçük mavi gezegen, tüm insanlığın benzersiz evi. On binlerce yıllık bir tarih süreci boyunca hepimiz bu yuva içerisinde yaşıyoruz. Özellikle modern yüzyılın getirdiği inanılmaz kaynak ihtiyacı nedeniyle yuvamıza pek de iyi baktığımız söylenemez. Yeşil alanları yok ediyor, suları kirletiyor ve kaynaklarımızı her geçen gün daha fazla takip ediyoruz. Seyahatseverler olarak bu gidişata dur demek için bizlere de iş düşüyor. En azından kendimizin görüp hayranlık duyduğu doğa harikalarını gelecek nesillerin de görebilmesi için taşın altına elimizi koymalıyız. Bu nedenle son yıllarda giderek daha popüler hale gelen ekoturizm ya da ekolojik turizm noktalarını konu alıyoruz.
Peki, nedir bu ekoturizm? Ekoturizm; çevreye zarar vermeden gerçekleştirilen, doğal ortamın sürdürülebilirliğini sağlayan ve yerel halkın sosyo-ekonomik gelişimine katkı sağlayan turizm türü olarak tanımlanıyor. Bizde siz sevgili ziyaretçilerimiz için NeredenNereye.com ailesi olarak bu yazımızda Türkiye’de Orman Genel Müdürlüğü tarafından belirlenen doğa harikası ekoturizm noktalarını listeledik.
İçerikteki Konular
Kartepe – İzmit
Son yıllarda sosyal medyanın da etkisi ile kış aylarının vazgeçilmez kaçamak noktalarından biri olan ve İstanbul’a yakın konumu ile daha da rağbet gören Kartepe, Golf, kampçılık, at binme, bisiklet, su kayağı ve trekking sunduğu imkanlar ile yaz aylarında da gezilip görülmesi gereken ekoturizm noktalarından bir tanesi.
Termal – Yalova
Mavinin ve yeşilin inanılmaz bir ahenk ile harmanlandığı Yalova, giderek daha çok sanayileşen Marmara Bölgesinin mutlaka görülmesi gereken noktalarından bir tanesi. Termal bölgesi ise doğal güzelliklerinin yanı sıra yaz- kış hizmet sunan şifalı su kaynakları ile dünyanın her yerinden ziyaretçilere kapılarını açan harika bir alan.
Oylat – Bursa
Bursa yeşilin her tonunu sergileyen muhteşem doğası ile yalnızca ülkemizde değil dünya da seyahatsever arasında ünlü. Oylat Şelalesi ile ünlü olan Oylat bölgesi ise kelimenin tam anlamı ile görülmesi gereken bir doğa harikası. Yaklaşık 10 -15 metre yüksekliğe sahip şelale ve çevresini kuşatan yeşil alan insana huzur dağıtan harika bir alan.
Aladağ – Adana
Adana genel itibari ile yemek kültürü ile akıllarımızda yer ediyor olsa da eşsiz doğa harikalarına da ev sahipliği yapıyor. “Çukurova’nın gizli hazinesi” olarak anılan Küp Şelaleleri de bu alanlardan bir tanesi. Özellikle Simit Şelalesi ile ünlü olan bölge Türkiye’nin görülmesi gereken ekoturizm alanlarından bir tanesi.
Yenice – Karabük
Türkiye’nin %65’i ormanlık ve yeşil alanlarla kaplı olan şehri Karabük, sevimli bir o kadar da huzur dolu bir şehir. Karabük içerisinde yer alan Yenice bölgesi ise ormanlık alanların en yoğun ve gür olduğu alanın. Bu nedenle henüz doğal yapısından bir şey kaybetmemişken gezilip görülmesi gereken ekoturizm alanlarından biri olarak görülüyor.
Ulukaya – Bartın
Yüzyıllar boyunca birbirinden farklı uygarlıklara ev sahipliği yapan Batı Karadeniz’in büyüleyici kenti Bartın, hem doğal yapısı hem de tarihi zenginliği ile dikkat çekiyor. Bartın içerisinde yer alan Ulukaya Şelalesi ise muhteşem doğal güzelliği ile mutlaka görülmesi gereken Karadeniz rotalarından biri olarak gösteriliyor. Ulus Çayı üzerinde yer alan kanyon hemen girişinde yer alan son derece lezzetli olan kaynak suyu ile de biliniyor.
Süzek – Zonguldak
%56’sı dağlarla kaplı şehirde görülmesi gereken en güzel noktalardan biri olan Zonguldak’ı iki günde gezmek mümkün. Süzek Kanyonunda eğlenebileceğiniz bir macera parkuru da mevcut. Şelalelerde yüzebilir, kuş seslerini dinleyebilir, mağarayı görebilir veya ağaçların arasında doğa yürüyüşü yapabilirsiniz.
Derbent – Konya
Konya’ya bir saat uzaklıkta yer alan bu doğa harikası alan ismini eski Türk Devletleri döneminde bölgeye yerleştirilen Derbent birliklerinden alıyor. Şehir girişini korumak için görevlendirilen bu birlikler öylesine etkili olmuş ki; zaman içerisinde bölge isimleri ile anılır hale gelmiş. Derbent, Konya çevresinde sayılı yeşil alanlardan biri olarak aynı zamanda kış aylarında kayak tatili yapmak isteyen ziyaretçilere de bu imkanı sunuyor.
Köyceğiz – Muğla
Turizm denildiği zaman şüphesiz Muğla, Türkiye’nin ilk akla gelen noktalarından biri oluyor. Öyle ki, turizm sezonunda bölgenin nüfusu eşsiz doğal güzellikleri ve tatil imkanları nedeniyle ikiye katlanıyor diyebiliriz. Muğla’da yer alan Köyceğiz ise plajları, konaklama imkanları, eşsiz doğal güzellikleri, huzurlu atmosferi ve çok daha fazlası ile büyüleyici ekoturizm alanlarından biri olarak karşımıza çıkıyor.
Çandır – Muğla
Turizm cenneti Muğla’nın doğası ile büyüleyen noktalarından biri olan Çandır Gölü, görenleri kendine hayran bırakıyor. Köyceğiz’e son derece yakın olması nedeniyle bu iki ekoturizm noktasını kısa zaman içerisinde gezebilirsiniz. Köyceğiz’den göle ulaşım son derece basit. Göl çevresinde sevdiklerinizle birlikte vakit geçirebileceğiniz harika piknik alanları da bulunuyor.
Kemalpaşa Nazarköy – İzmir
Ege’nin incisi İzmir şüphesiz tarihi ve doğal güzellik bakımından son derece zengin bir şehir. Eski adı, “Nif” olan ve daha sonrasında Kemalpaşa olarak değiştirilen Nazarköy ise İzmir’in kesinlikle görülmesi gereken doğa harikalarından bir tanesi. İzmir’e 29 km uzaklıkta olan mevkinin ulaşımı çok kolay ve basit bir şekilde sağlanıyor. Bahar mevsiminde canlanan doğanın kiraz çiçekleri ile süslendiği Kemalpaşa kent ormanı sevdikleriniz ile birlikte sıcak ve samimi bir piknik geçirmek için muhteşem bir alan.
Büyükada – İstanbul
İstanbul’un prens adaları, şehir sakinlerinin bir vapur yolculuğu uzağında. Her mevsim ayrı bir güzelliğe sahip olan adalar ve özellikle Büyükada kentin doğal ve tarihi güzelliklerine yakından tanıklık edebileceğiniz en değerli noktalardan bir tanesi. Rengarenk begonvillerle donanmış sokaklarında bisiklete binmek, tarihi köşklerini yakından keşfetmek, masmavi denizinde yüzmek kent sakinlerini bekliyor. Türkiye’nin en büyük metropolu içerisinde böylesine bir kaçamak noktasının yer alması bizler için gerçekten büyük şans.
Sapandere – Antalya
Antalya – Alanya, Türkiye’de turizmin kalbinin attığı noktaların başında geliyor. Her yıl dünyanın dört bir yanından turistlere kapılarına açan bu bölge yazmakla bitmeyecek kadar çok doğal güzelliğe ev sahipliği yapıyor. Üstelik bilhassa antik dönemin önemli şehir devletlerine ev sahipliği yapması nedeniyle tarihi açıdan da son derece zengin. Hal böyle olunca kent her yıl özellikle yaz aylarında farklı ülkelerden gelen yabancı turistler ve Türkiye’nin dört bir köşesinden gelen yerli turistler ile nüfusunu katlıyor. Alanya’nın kavurucu sıcaklarından kaçmak isteyenler ise Sapandere Köyü’ne sığınıyor. Köyde yer alan Sapandere Kanyonu ve Şelalesi ülkenin eşsiz ekoturizm noktalarından bir tanesi…
Seben Yaylası – Bolu
Yeşil coğrafya denildiği zaman hiç tartışmasız ülkemizin Karadeniz Bölgesi ilk aklan gelen isim oluyor. Her mevsim yağışlı ilkimi ve her mevsim yeşil tonlarını sergileyen bitki örtüsü ile doğa ile bütünleşmek isteyenleri vazgeçilmez adresi. Yayla turizmi ise her geçen gün daha büyük kitlelere ulaşmaya devam ediyor. Bolu ise Karadeniz’in yemek kültürü ile olduğu kadar doğa harikası alanları ile ünlü olan bir şehri. Bolu’da yer alan Seben Yaylası, Orman Genel Müdürlüğü tarafından ekoturizm noktaları arasına alındı. Göz alabildiğince uzanan yeşil bitki örtüsü ile bunu kesinlikle hak ediyor. Bolu’ya yolunuz düşerse Seben Yaylasını mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Türkiye’nin görülmeye değer, birbirinden harika ekoturizm alanlarını zaman kaybetmeden keşfetmek için ülkemizin her köşesine en uygun otobüs biletlerini NeredenNereye.com üzerinden online olarak satın alabilirsiniz.