Korku her insanın bedeninde hakimiyet kuran en temel olgulardan bir tanesi. Öyle ki, farkında olmasak bile hayatta kalmamızı korkuya borçluyuz. Korku insanlığın üzerinde öylesine etkili ki, dünyanın farklı noktalarına yayılmış binlerce farklı kültürde bin bir çeşit korku hikayesi mevcut. Temel de bilinmeyenden korkmaya dayalı olan bu hikayeler bazı bölgelerde öylesine yaygın hale gelip kanıksanmış ki; İnsanlar ister istemez hikayenin geçtiği mekanlara dair korkular besliyorlar. İngilizce’de “hounted house” olarak bildiğimiz ve çok yaygın olan lanetli ev hikayelerini eminim ki herkes bir defa olsun dinlemiştir. Ya da şatolarda yaşayan vampir hikayelerini izlemişizdir. Bu hikayelerin hepsinin gerçeklere dayalı bir kökeni olduğunu da unutmamak lazım. Biz de meraklısı olan gezginler için dünyanın en ürkütücü seyahat rotalarını derledik.
İçerikteki Konular
Büyük Mavi Çukur – Belize
Daha çok buzul çağından kalan bir doğa harikası olsa da Belize’de yer alan büyük mavi çukur pek çok macera sever tarafından ürkütücü olarak bulunuyor. Bunun en büyük nedeni elbette insana sonsuz gibi gelen koyu mavi derinliği. Baktığınız zaman okyanusta sığ bir noktada 2500 metre çapında devasa bir koyu karanlık görüyorsunuz.
Büyük Mavi Çukur, 1970’li yıllarda keşfediliyor ve o dönemden bu yana hakkında hikayeler anlatılmaya devam ediyor. Ancak zaman içerisinde macera severler için harika bir dalış noktası haline gelmiş.
Oyuncak Bebek Adası – Mexico City
Devasa şekilde bir korku filmi setine konuk olmayı ister miydiniz? Pek de uzak bir senaryo değil. Meksika’da yer alan Oyuncak Bebek Adası, kanalların arasında uzayan ağaçlarında sallanan oyuncak bebek parçaları ile son derece ürkütücü duruyor. Elbette burada yer alan parçalar oyuncak mağazalarındakilere pek benzemiyor. Kolları, ayakları gibi uzuvlarına ayrılmış olan oyuncak bebekler son derece ürkütücü bir atmosfer oluşturuyor.
Heilstatten Hastanesi – Almanya
Savaş zamanı yayılan korku hikayelerini mutlaka dinlemişsinizdir. Şimdi sizlere bu hikayelerin onlarcasına ev sahipliği yapan Almanya’daki Heilstatten Hastanesi ile tanıştırıyoruz. İkinci Dünya Savaşı döneminde Hitler’in de yaralanan bacağını tedavi ettirdiği bu hastanenin bugün devasa bir kısmı harabe olarak kullanılmıyor. Oldukça ürkütücü bir yapıya sahip olan hastane pek çok yerden meraklılarını ağırlıyor.
Capuchin Yeraltı Mezarları – Sicilya – İtalya
Bir benzeri Fransa’da, Paris’te bulunan yeraltı şehri Capuchin İtalya’nın Sicilya kentinde yer alıyor. İskeletler ile bezenmiş olan bu yer oldukça ürkütücü. 16. Yüzyıl içerisinde döneme hakim olan din adamları tarafından kendilerine ölümü hatırlatması ve istirahat alanı olarak tasarlanan bu alan sonraları ünlenmesi ile birlikte devasa bir mezarlığa dönüş durumda. Bugün sekiz binden fazla mumyalanmış cesedin bulunduğu bu mezarlığı gezmek bir nebze cesaret gerektiriyor.
Cehennem Kapısı – Türkmenistan
Doğa ana biz insanlara her zamanlar denizler, göller ve yeşillikler ile süslenmiş cennet benzeri alanlar sunacak değil elbette. Türkmenistan’da yer alan Cehennem Kapısı ürkütücü görüntüsü bunun en güzel örneklerinden bir tanesi. Filmlerden aşina olduğumuz cehennem sahnelerinin yeryüzündeki yansıması olarak adlandırabileceğimiz bu alan çölün ortasında durmaksızın yanan 600 metrelik bir alev çukurundan oluşuyor.
Aokigahara Ormanı – Japonya
Japonya’daki Aokigahara Ormanı hakkında anlatılan efsaneleri doğrular nitelikte olaylara şahitlik ediyor. Fuji Dağı eteklerinde yer alan bu alan pek çok insan için bir doğa mucizesi olarak algılanabilir. Ancak ilginç şekilde dünyanın en çok intihar edilen noktalarından bir tanesi. İntihar edenlere ait eşyaların ormanın farklı noktalarında kendine yer bulması ise atmosferi daha da korkutucu hale sokuyor. Japon mitolojisinde burada şeytanların bulunduğuna ve ormana konuk olan insanları intihara zorladığına inanılıyor.
Yılan Adası – Brezilya
Brezilya’da yer alan Yılan Adası aynı isme sahip bir filme de konu oldu. Günümüzde gezegenimizdeki en tehlikeli alanlardan biri olarak kabul edilen ada kelimenin tam anlamı ile yılanlar ile dolu. Ana karadan ayrıldıktan sonra üzerinde yaşayan yılanları avlayacak bir avcı türün kalmaması nedeni ile her türden yılanın kontrolsüz çoğaldığı bu adada metrekareye beş yılın düşüyor.
Haw Par Villa – Singapur
Dışarıdan bakıldığında gayet sıradan bir eğlence parkı görümü çizen bu yer aslında hiç de öyle değil. Elbette bunu fark edebilmek için biraz daha yakından bakmanız gerekiyor. 77 senedir hizmette bulunan bu park içerisinde birbirinde garip ve ürkütücü heykeller bulunuyor. Yetkililer bu heykellerin Çin kültürünü yansıttığını söylese de park için anlatılan efsaneler burayı oldukça ürkütücü hale getirmiş durumda.
Pripyat – Ukrayna
Ülkemizi dahi etkilemiş olan Çernobil olayını duymayan yoktur. Ne yazık ki yakında geçmişte bir çok insanın acı çekmesine neden olan bu olayın izleri hala yer alıyor. Pripyat kazadan önce küçük çaplı bir yerleşim merkezi olsa da kazadan sonraki hali görenleri ürkütüyor. Bölge içindeki insanlar hariç her şey harap halde yerinde dururken tek bir insan bile görmek mümkün değil. Bu hali ile uzaktan bakıldığında korku filmi afişlerini aratmayacak türden.
Seyahatlerinde alışılmışın dışına çıkmak isteyenler listemizde yer alan dünyanın en ürkütücü rotalarına gitmek için NeredenNereye.com üzerinden en uygun uçak biletlerini satın alarak yolculuğa başlayabilirsiniz.