Bugün, Karadeniz’in kollarında, yeşilin ve mavinin buluştuğu bir şehre; Sinop’a yolculuk yapıyoruz. Sinop, Türkiye’nin Orta Karadeniz Bölümünde Boztepe Burnu üzerine kurulmuş, aynı bölgede içerisinde doğal liman olma özelliğini taşıyan tek ilimiz. Son yıllarda alınan verilere göre iki yüz binin üzerinde nüfusu bulunan Sinop, şehir merkezinde denize girilebilecek alan bulunduran sayılı illerimizden bir tanesi. Sinop, yüz ölçümü görece küçük bir il olmak ile birlikte “Merkez, Boyabat, Ayancık, Gerze, Türkeli, Durağan, Dikmen, Erfelek ve Saraydüzü” ilçelerinden oluşuyor. Şehrin nüfusu en yoğun bölgesi Merkez ilçesi ve halkın büyük bir kısmı bu alan üzerinde yerleşim sağlamış.

Karadeniz Bölgesinin tek doğal limanı olma özelliğini elinde bulunduran Sinop bu özelliğinden dolayı ilgi çektiği ve yerleşime uygun olduğu için geçmişine bakıldığında ilk şehre ilk yerleşimin Tunç Çağına kadar uzandığı görülüyor. Sinop geçmişten bugüne kadar, “Hitit, Frig, Lidya, Pers, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı” gibi medeniyetlere ev sahipliği yapmış ve bu nedenle de günümüze kadar pek çok kültürel değeri ulaştırmayı başarmış. Şehrin bugünkü ismini almasına dair iki teori bulunuyor. Bunlardan ilkine göre şehir adını Tanrı Apollon’un kızı Sinope kurucusu olduğundan dolayı ondan alıyor. İkinci varsayıma göre ise şehir ismini Amazon kraliçesi Sinope’den alıyor. Bir liman kenti olması nedeni ile tarihi boyunca her zaman ticaret açısından önemli bir nokta olarak kullanılan Sinop, bugün de bu işlevini sürdürüyor. Geçmişi bu denli zengin olan şehir bünyesinde biriktirdiği kültürel değeri ve Karadeniz’in eşsiz doğasından aldığı yeşilin onlarca farklı tonu ile dikkat çekiyor.

Doğasını ve iklim özelliklerini Karadeniz’den alan bu harika şehre yolculuk yapmak için en uygun dönemin hangisi olduğunu düşünüyorsanız, sıcaklık değerlerinin mevsimler arasında çok da fazla bir değişiklik göstermediğini bilmek işinize yarayacaktır. Ilıman bir iklim yapısına sahip olan şehirde yılın oldukça büyük bir bölümü yağışlı geçiyor hatta bu yağışlara en kurak yaz dönemi içerisinde bile rastlamanız muhtemel.

Sinop’ta Gezilecek Yerler 

Sinop Kalesi : Yapım tarihi kesin olarak bilinmeyen Sinop Kalesi, şehir merkezinde sahil kenarında yer almaktadır. Tarihi boyunca çeşitli yıkımlara uğramış olsa da IV. Mithridat tarafından yeniden yaptırılmış ve günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır. Sinop Kalesini gezmeye başladığınızda dış yapının haricinde farklı mimari özellikleri bir arada görüntüleyebilirsiniz. Bunun nedeni şehrin farklı dönemlerinde hüküm süren medeniyetlerin savunma amaçlı olarak farklı bölümler eklemesinden kaynaklanıyor.

Sinop Etnografya Müzesi : 18. yüzyıl konak mimarisinin güzel bir örneği olan Sinop Etnografya Müzesi, 1979 yılında Aslan Torun tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağışlanmıştır. Bakanlık tarafından restore edildikten sonra hizmete açılan konak, 3 katlı yapısı içerisinde Sinop’un geleneksel yaşam tarzı sergilenmektedir. Müze haline getirildikten sonra Sinop’un geçmişine dair farklı eserler ile sergiler konağın iki farklı girişi bulunuyor.

Sinop Tarihi Cezaevi : Anadolu’nun Alkatraz’ı olarak bilinen bu cezaevinin tarihi 4.000 yıl öncesine kadar uzanıyor. Üç tarafı denizlerle çevrili olarak bir yarımada şeklinde tasarlanan cezaevi zaman boyunca, şarkılara, şiirlere, romanlara konu olmuştur. İlk yapıldığı dönemde güvenlik amaçlı bir kale olan bu yapı iç kısmının zindana dönüştürülmesi sonucu cezaevi şeklini almış.

Boyabat Kalesi : Gökırmak Vadisi kıyısına kurulmuş olan Boyabat Kalesi, Sinop’un görülmesi gereken tarihi eserlerinden bir tanesi. Kalenin geçmişinin M.Ö 6. yüzyıl dolaylarına kadar uzandığı tahmin edilmektedir. Boyabat Kalesi geçmişi boyunca, Bizans, Osmanlı gibi farklı medeniyetler tarafından kullanılmış olduğundan farklı tarihi dönemlere ait eserleri içerisinde bir arada barındırmaktadır.

Balatlar Kilisesi : İlk olarak bir Bizans hamamı olarak M.S 6. yüzyıl dolaylarında inşa edilen yapı daha sonraki yüzyıllar içerisinde kiliseye çevrilmiş. Şehir merkezine oldukça yakın bir konumda yer alan Balatlat Kilisesi’ni kolaylıkla ziyaret edebiliyorsunuz. Etrafında yer alan canlı doğa ile tarihe açılan küçük bir kapı niteliği taşıyor bu yapı.

İnaltı Mağarası : Ayancık ilçesine yaklaşık 40 km kadar uzaklıkta yer alan İnaltı Mağarası adını içinde yer aldığı köyden alıyor. Sinop’ta doğal olarak binlerce yıllık bir süreç sonucunda oluşmuş olan bu mağara tatiliniz sırasında farklı bir etkinlik oluşturmanıza olanak sağlıyor.

Erfelek Tatlıca Şelaleleri : Sinop’ta yer alan doğal güzelliklerden bir diğeri ise Erfelek Şelaleleri. 1997 yılında yol yapım çalışmaları sırasında tesadüfen keşfedildikten sonra bakanlık tarafından turizme kazandırılan şelaleler o tarihten itibaren oldukça fazla ziyaretçi ağırlamış. Yeşilin ve berrak mavinin bir arada ahenkli bir görüntüsünü sunan Şelaleler Sinop’ta görülmesi gereken yerlerin başında geliyor.

En kısa sürede Sinop’a bir yolculuk yaparak Karadeniz mutfağının enfes lezzetlerini yerinde deneyimlemek için NeredenNereye.com üzerinden Sinop otobüs bileti satın alabilirsiniz.    

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen adınızı buraya girin