Bugün rotamızı, tartışmasız Türkiye’nin en gözde şehri İstanbul’un karşı yakasına çeviriyoruz. Anadolu Yakası denildiği zaman herkesin aklına ilk gelen semtlerden biri olan Kadıköy tarihi ve modern yapıları iç içe harmanlayarak sunması ile Moda ise eşsiz Marmara manzarası ile dikkat çekiyor.

Kadıköy’de gezilecek yerlere değinmeden önce şöyle kısa semtin tarihine bir bakış atalım. İstanbul’da yapılan arkeolojik çalışmalar gösteriyor ki; Eski adı “Kalkedon” olan bu semtte yerleşik hayat Avrupa Yakası’ndan çok daha önce M.Ö 3000’li yıllarda başlamış. Eski Yunan’da “Caecorum” yani “Körler Ülkesi” olarak anılan semtin isminin zamanla Kalkedon’a dönüştüğü tahmin ediliyor. Böylesine güzel bir semtin neden körler ülkesi olarak anıldığını anlamak biraz zor. Semtin isminin kökenine dair pek çok teori bulunuyor. Elimizdeki verilere göre bunu tam olarak saptamak ne yazık ki, mümkün değil. Ancak şunu biliyoruz ki; Bugün kimi zaman kötü kokularından şikayetçi olduğumuz ve adına Kurbağalıdere dediğimiz küçük akarsu, semte yerleşimin gerçekleştirdiği yıllarda esip, gürleyen coşkun bir akıntıya sahipmiş. Kimi tarihçilere göre semtin eski adı ile yani “Kalkedon” olarak anılan bu nehir çevresinde timsahlar dahi bulunabiliyormuş. Osmanlı döneminde, İstanbul’un fethinden önce imparatorluk topraklarına katılan semt fetihten sonra Üsküdar’a bağlı olarak Fatih Sultan Mehmet tarafından Kadı Hızır Bey’in yönetimine verilmiş. Bu olaydan sonra semtin bugün neden “Kadıköy” olarak anıldığını anlamak zor değil.

Kadıköy, İstanbul’un en önemli merkezlerinden biri olduğu için semte şehrin hemen her noktasından kolaylıkla ulaşım sağlayabilirsiniz. Otobüs, metrobüs ve birçok minibüs Kadıköy’e ulaşım sağlamanıza olanak veriyor. Elbette bu kadar merkezi bir nokta olmasının eksi yanları da var: Değim yerindeyse “İğne atsanız düşmez,” denilecek türden bir kalabalık var. Bu durum bazı insanlar için rahatsızlık yaratan bir sebep olabiliyor. Eğer yolcuktan hemen sonra karşınıza çıkan kalabalıktan bunaldıysanız, rıhtıma doğru yürüyerek biraz temiz hava almak iyi gelecektir.

Moda Sahili ve Tarihi İskele

Her mevsim ayrı güzel olan Moda’da yanınıza Marmara Denizi’nin yumuşak esintilerini alarak yürümek, kalabalığı ile kimi zaman başınızı döndüren bu devasa şehrin yorgunluğunu omuzlarınızdan alıyor diyebiliriz. Hemen kıyıda yer alan, 1917 yılında Mimar Vedat Bey tarafından yapılmış olan Moda İskelesi sizleri karşılıyor. Küçük bir kutuyu andıran Tarihi Moda İskelesi şehirde görülmesi gereken mimari eserlerden bir tanesi. Semt geziniz sırasında biraz mola verirken Moda’da yer alan Osman Zeki Üngör Sokağı’nı takip ederseniz Moda Caddesi’ne ulaşıyorsunuz. Bu göz alıcı cadde boyunca kendine özgü küçük dükkanlar sizleri karşılar. Dilerseniz semt boyunca adımlamaya devam edebilir, dilerseniz de küçük ama şirin kafelerde 40 yıllık hatrı bulunan kahvelerin keyfini çıkarabilirsiniz.

Barış Manço Evi

Barış Manço’yu hepimiz tanıyoruz. Bazıları kendisine derin bir hayranlık duyabilir. Kadıköy Moda geziniz sırasında Türk müzik tarihinin bu şahsına münhasır sanatçısını yakından tanımak, onun anısı ile nostaljik bir yolculuğa çıkmak için Barış Manço Evi’ni ziyaret edebilirsiniz. Moda Caddesi üzerinde Şinasi Efendi Sokağı’na girip yaklaşık 2 blok kadar ilerlediğinizde karşınıza çıkan bu yapı günümüzde resmi tatiller hariç hafta içinde 09:00 -17:00 saatleri arasında müze olarak hizmet veriyor. Plakları, kıyafetleri, dolapları, özel eşyaları ile Barış Manço’nun sıcacık misafirperverliğini hissediyorsunuz müze ziyaretiniz sırasında. Eğer vaktiniz varsa bu samimi bir o kadar da nostaljik yolculuğa çıkmanızı kesinlikle tavsiye ediyoruz.

Moda Parkı

Moda Parkı, Kadıköy’ün en hareketli, cıvıl cıvıl olarak tabir edebileceğimiz noktalarından bir tanesi. Deniz kıyısından Şair Nefi Efendi Sokağı’nı takip ederek ulaşabileceğiniz Moda Parkı, hoş bir sohbete dalmış gençleri, parkta oynayan haylaz çocukları, basketbol potaları ve tüm misafirperverliği ile ziyaretçilerini karşılıyor. Avrupai bir görünüm çizen parkta oturup biraz nefes almak seyahatiniz sırasında rahatlamanıza yardımcı olacak.

Yoğurtçu Parkı

Moda Parkı molanızı tamamladığınızı düşündüğünüzde, kıyı boyunca yürüyerek Yoğurtçu Parkı’na ulaşım sağlayabilirsiniz. Bu ince uzun park boyunca uzanan ağaçlar özellikle yaz mevsiminde sağladıkları gölge ile uzun, sıcak günlerin kurtarıcısı oluyor. Parkın ortasında yer alan Türk Edebiyat’ının en önemli isimlerinden biri olan Yunus Emre’nin heykeli görülmeye değer.

Boğa Heykeli

Kadıköy’de Kuşdili Caddesi boyunca yürüdüğünüzde karşınıza kaçırması pek de mümkün olmayan heykel karşılıyor. Burası Kadıköy’de herkesin bir nevi buluşma noktası diyebiliriz. Fransız heykeltraş Isadore Bonheur tarafından yapılan heykel 1860 yılında yapılmış. Bir dönem Almanya’nın önemli siyasi isimlerinden biri olan Otto von Bismark tarafından el konulan eser daha sonra Osmanlı ile yakınlaşmak amacı ile İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne teslim edilmiş. Adeta bir gezgin olan Boğa Heykeli sırasıyla, Beylerbeyi Sarayı, Yıldız Sarayı, Bilezikçi Çiftliği, Hilton Oteli, Lütfü Kırdar Kongre Merkezi, Taksim Gezi Parkı ve nihayetinde Kadıköy’e yerleştirilmiş. Bir başka tarihi söylentiye göre heykel Sultan Abdulaziz tarafından Rouillard’a yaptırılmış ve eserin özgün adı “Dövüşen Boğa” olarak geçiyormuş.

Şehrin içinde şahsına münhasır yapısı ile dikkat çeken Kadıköy ve Moda geziniz sırasında bu eserleri görmek haricinde, 1927 yılında tamamlanan Süreyya Opera Binası’nı ziyaret edebilir ve hareketli yapısı ile dikkat çeken Bahariye Caddesi boyunca birbirinden farklı onlarca dükkandan alışveriş yapabilirsiniz.

Ülkenin farklı noktalarından gelerek bu deniz manzaralı güzel semti keşfetmek için Türkiye’nin her yerine en uygun otobüs biletlerini internet üzerinden NeredenNereye.com aracılığı ile online olarak satın alabilirsiniz.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen adınızı buraya girin