Türk milletinin tarihinin en zorlu dönemlerinde göstermiş olduğu destansı başarılara tanıklık eden Çanakkale, özellikle cumhuriyetimizin yeni neslinin gidip görerek ders çıkarması gereken şehirlerinden bir tanesi. Bu nedenle siz sevgili ziyaretçilerimiz için Çanakkale’de mutlaka görülmesi gereken tarihi noktaları kısaca derledik. 

Bugün bildiğimiz Çanakkale şehrinin sınırları incelendiğinde ve bu bölgede yapılan arkeolojik çalışmalar göz önün alındığında şehrin tarihinin M.Ö 3000 yılına kadar uzandığı görülmektedir. Aslında jeolojik olarak yeni meydana çıkmış bir kara parçası üzerinde bu denli eski yerleşimlerin gözlemlenmesi Anadolu’nun köklü tarihinin ne denli güçlü olduğunun bir göstergesidir. Tarihi kaynaklara göre ilk dönemlerde Çanakkale, “Hellespontos” ve “Dardanel” olarak anılmaktaymış. Şehrin günümüzdeki ismi ise aynı zamanda Sultaniye Kalesi olarak anılan Çanakkale Kalesinde gelmektedir. Akdeniz ve Karadeniz’in kesişim noktasında çok önemli bir geçit olması nedeni ile Çanakkale tarihin eski dönemlerinden bu yana farklı medeniyetler için cazibe merkezi konumunda yer almış. 

Yerli halktan sonra bölgede uzun süre Troyların ardından ise Akalar ve Katalonyalılar da bölgede yaşamlarını sürdürmüştür. Bölgedeki güçlü Türk hakimiyeti 11. yüzyılın sonlarında Anadolu Selçukluları ile gerçekleşmiştir. 1354 senesinde Süleyman Paşa tarafından Gelibolu Kalesinin fethi ise Çanakkale’deki Osmanlı hakimiyetinin başlaması anlamına gelmektedir.

Yakın dönem siyasi tarihinde Çanakkale, Türk halkının insanüstü direnişi ve şehirde yaşanılan yüz binlerce kayıp nedeni ile son derece ünlü bir konumdadır. Umudun tükenmek üzere olduğu bir dönemde kimsenin beklemediği bir başarı kazanılan Çanakkale Cephesinde yaşanılan mücadele bugün savaşın izlerini taşıyan ve dönemi günümüze aktarmayı hedefleyen eserler, müzeler, anıtlar ve anılar ile birlikte yeni neslin ziyaretçilerini beklemektedir. 

1 . Aynalı Çarşı 

Aynalı Çarşı, 1889 yılında II. Abdülhamid’in padişahlığı sırasında şehrin önde gelen ailelerinden Eliyau tarafından inşa ettirilmiştir. Çarşının ismini çatısında yer alan camlardan içeri giren ışığı dağıtmak için girişte ve duvarlarda kullanılan aynalardan aldığı düşünülmektedir. Tarihi kayıtlara bakıldığı zaman II. Abdülhamit’in tahta çıkışının  14. yılı anısına yaptırıldığı görülmektedir. Çarşı ile aynı ismi taşıyan yöreye ait son derece ünlü bir de türkümüz bulunmaktadır. 

Aynalı Çarşı, tarihi kayıtlara göre İstanbul’da yer alan Mısır Çarşısının bir minyatürü olarak inşa edilmiş. Son dönem Osmanlı mimarisinin önemli eserlerinden biri olan bu çarşı Çanakkale Savaşı sırasında düşman kuvvetleri tarafından bombalanmış olsa da daha sonrasında restore edilerek yeniden halkın hizmetine açılmış. 

2 .  Meryem Ana Kilisesi 

Diğer adı Kimisis Teodoku Rum Ortodoks Kilisesi olan Meryem Ana Kilisesi, Bozcaada’nın Rum Mahallesinde yer alır ve 1869 yılında inşa edilmiştir. Bölgede katılım sağlayan cemaat sayısı oldukça az olduğundan bu tarihi yapı yalnızca pazar günleri açık olarak karşımıza çıkmaktadır. Kilisenin en önemli sembollerinden biri de şüphesiz bahçesinde yer alan son derece güzel çan kulesidir. Ancak bilinenin aksine bu kule kilisenin orijinal taslağında yer almamakla birlikte inşasından 25 yıl sonra yapılmıştır. Dört katlı olarak inşa edilen kule 28 metre civarında bir uzunluğa sahiptir. Meryem Ana Kilisesi günümüzdeki görünümüne 2006 yılında yapılan bir restorasyon sonucunda kavuşmuştur. 

3 . Truva Antik Kenti (Troya)

UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer alan Truva Antik Kenti hiç şüphesiz dünyanın en ünlü antik kentlerinden bir tanesidir. .İlk yerleşim yeri olmasıyla birçok medeniyeti bünyesinde barındırmış kentte ilk arkeolojik kazılar 1871 yılında Heinrich Schliemann tarafından yapılmış ve günümüzde ise Prof. Dr. Manfred Korfmann tarafından devam ettirilmektedir. Bu antik kentin tarihi M.Ö 2500 -3000 yıllarına kadar uzanmaktadır. 

Tarihi kayıtlar incelendiğinde her ne kadar delilleri görece zayıf olsa da Truva Antik Kenti’nin bir Türk yurdu olduğuna dair çeşitli rivayetler yer almaktadır. Şehrin kuruluş hikayesi ise Eski Yunan mitolojisine kadar uzanmaktadır. Popüler kültür sayesinde birçok kişinin yakından bildiği Truva efsanesi ise çeşitli kaynaklarda detaylı şekilde anlatılmış, sinema ve televizyon dünyasında defalarca kez konu edilmiştir. 

4 . Assos Antik Kenti 

Assos (Behramkale), sakinliği, dinginliği, insanı kendine çeken mavinin her tonundaki denizi ve tarihi yerleri ile yaz aylarında tercih edilecek tatil yerlerinden biri. Assos’a gelince sadece kafanızı dinleyip, tadına doyum olmaz koylarında denize girmekle kalmıyorsunuz. Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi Assos’un toprağında da geçmişin izlerinden var bolca. 

Assos gezilecek yerler için ilk durak Assos Antik Kenti. Burası efsane deniz manzarasına sahip. Antik kent içerisinde bulunan Athena Tapınağı, Batı Kilisesi ve Antik tiyatro mutlaka Assos gezilecek yerler listenize dahil edilmeli. Assos M.Ö 7. yüzyılda Midilli adasındaki halkın buraya göç etmesi ile bir polis kent haline gelmiş. Hermeias M.Ö  347 yılında kentte bir akademi kurmak istemiş. Bunun için  Atina’dan Aristoteles, Eristos gibi ünlü filozoflar Assos’a gelmiş. Daha sonrasında kent sırasıyla Pers, Lysimachos Krallığı, Pergamon Krallığı, Roma ve Türk hakimiyetine girmiş. Athena Tapınağı’nın girişinde 2 tane kocaman Griffon bulunmaktaymış. O dönem içerisinde Griffon’lar bir nevi nazar boncuğu görevi üstlenmekteymiş.

5 . Dardanos Tümülüsü

Bir fabrika inşası sırasında tesadüf eseri bulunan Dardanos Tümülüsü, Kral Dardanos’a ait olan şehrin kurucularının mezarlarını barındırması nedeni ile şehrin tarihi açısından son derece önemli bir nokta. Çanakkale merkezin Çınarlı Köyü içerisinde yer alan ve 1959 yılında ortaya çıkarılan bu antik kent olabildiğince korunarak günümüze değin ulaştırılmış. Elbette şehir yerleşimin ilk dönemlerine kadar uzandığı için şehrin yapısını aslına uygun olarak muhafaza etmek son derece zor. 

Dardanos Tümülüsü 2017 yılında alınan kararla birinci dereceden sit alanı ilan edilmiş ve yoğun koruma altına alınmıştır. Dardanos Tümülüsü içerisinde yapılan arkeolojik çalışmalar neticesinde elde edilen 300’den fazla tarihi kalıntı, şehrin geçmişine ışık tutmak amacı ile Çanakkale Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir. 

6 . Çanakkale Şehitler Abidesi 

Çanakkale’nin sembollerinden olan Çanakkale Şehitler Abidesi, Gelibolu Yarımadasında Çanakkale Boğazının ucunda yer alan Morto Koyu önündeki Hisarlık Tepesinin üzerinde bulunuyor. Temeli 19 Nisan 1954’de atılan anıt 21 Ağustos 1960 tarihinde Türk halkının ziyaretine açılmış. Üstün bir emek sonucunda abidenin açılışı Anafartalar Zaferinin 45. yıl dönümüne getirilmiştir. 

41 metre yüksekliği bulunan abide Türk halkı açısından son derece önemli bir eser olarak gelecek nesillere miras bırakılmıştır. Çanakkale ziyaretiniz sırasında mutlaka görmeniz gereken noktalardan biri olan Şehitler Anıtı, gelecek nesillere milli duygularımızı aşılayabileceğimiz en değerli yerlerden biri olarak ziyaretçilerini bekliyor. 

7 . Dur Yolcu Anıtı 

Çanakkale’nin Türk Milletinin yakın dönem siyasi tarihi açısından ne denli büyük önem arz ettiğinin vurgusunu daha önce yapmıştık. Tartışmasız her Türk genci hayatının belirli bir döneminde bu toprakları ziyaret ederek atalarına duyduğu saygıyı harekete geçirmeli ve milli duyguları ile bütünleşmelidir. Dur Yolcu Anıtı, Çanakkale Zaferinin tarihini en güzel şekilde özetleyen noktalardan biridir. 1960 tarihinde Asteğmen Seyran Çebi tarafından yaptırılan anıt doğrudan Türk Milletine ve özellikle atalarının bu topraklarda verdiği şerefli mücadeleyi öğrenmesi açısından Türk gençlerine seslenmektedir. 

Türkiye’nin her yerinden en uygun Çanakkale otobüs biletlerini NeredenNereye.com üzerinden online olarak satın alıp en kısa sürede bu muhteşem şehrin birbirinden değerli tarihi noktalarını ziyaret edebilirsiniz. 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen adınızı buraya girin