Bugün biraz daha farklı bir konu ile karşınızdayız. Seyahat yazılarında genellikle daha önce hiç gitmediğiniz, bilmediğiniz topraklar hakkında bir şeyler öğrenmek istersiniz. Böylece gideceğiniz yer hakkında bir fikriniz olur ve yolculuğunuzu buna göre düzenleyebilirsiniz. Ancak günümüzdeki bilgi yaygınlığının en önemli sorunlarından bir tanesi de doğru bilgiye ulaşmak. Dünyaya kendinizi anlatmanız, tanıtmanız ve saygın bir imaj çizmeniz çok önemli. Gerçekler çok farklı olsa dahi ön yargı, peşin fikirli olmak bütün insanlığın ortak noktası sanırım. Bilirsiniz, bizim için Avrupa ve dünya ülkeleri için farklı kalıplar vardır. Elbette onlarında bizim için kafalarında oluşturdukları bir imaj ve bu imaja yönelik soruları oluyor. Bugün biraz dışarıdan yaklaşarak 10 soru ile Avrupa gözünden Türkiye ve Türklerin nasıl algılandığına bakıyoruz.
1.Siz Arapça konuşuyorsunuz değil mi?
Avrupa’nın eğitim düzeyinin oldukça yüksek olduğunu biliyoruz. Açıkçası böyle bir soruda biraz art niyet ararım. Ancak konumuz bizim hakkımızda sahip oldukları ön yargılar. Öncelikle Türkçe ve Arapça’dan kısaca bahsetmekte fayda var. Türkçe ve Arapça farklı dil gruplarının üyesi ve etimolojik köken olarak da yakın sayılmazlar. Elbette şu da bir gerçek ki, özellikle Osmanlı döneminde dilimize Arapça ve Farsça’dan sayısız kelime geçmiş. Ancak gene de Arapça ile Türkçe arasında uçurumlar var desek abartmış olmayız. Bu algı bize kendimizi ve dilimizi daha iyi şekilde anlatmamız gerektiğine dair öğüt veriyor.
2.Hepiniz oryantal mi oynuyorsunuz?
Ülkemize gelen turistlerin bu konuda oldukça meraklı olduklarını hepimiz biliyoruz. Göbek dansı (oryantal) doğu kültüründen bizim kültürümüze miras kalan bir gelenek. Böyle bir soru ile yaklaşan birine Avrupa’da günün her dakikasında kendi ülkelerinin yerel danslarını sergileyip sergilemediklerini sormak gerek. Evet seviyor olabiliriz ancak insanların bütün gün bu şekilde oynadığını düşünmek de biraz mantık dışı.
3.Hindiyi çok mu seviyorsunuz?
Biraz soğuk rüzgarlar estiren bir espri olmuş bu. Gerçekten böyle bir sorunun en çok merak edilenler arasında olduğunu düşünmek istemiyorum açıkçası. Bu algının nedeni hepimizin bildiği gibi “Turkey” kelimesinin onlarda İngilizce’de hindi anlamanına gelmesinden kaynaklanıyor. Vakti zamanında bizden çulluk denilen kuşu alan İngilizler bu kuşa “Turkey Bird” olarak sesleniyor. Daha sonrasında Avrupa dünyada keşiflere açıldığı dönemde hindileri buluyor ve bu kuşları çulluğa benzettiği için Turkey olarak seslenmeye başlıyorlar.
4.Başkentiniz İstanbul değil mi?
Aslında bu oldukça doğal. Elbette özellikle hakkında okuyup araştırmadıysanız bu konu hakkında yanılgıya düşebilirsiniz. İstanbul dünyanın en gözde şehirlerinden biri ve uluslararası arenada ismi Ankara’dan çok daha fazla geçiyor. Bu durumda yüzlerce yıl Osmanlıya başkentlik yapmasının da katkısı var.
5.Siz Türkler neden hep bıyıklısınız?
Bu soruyu neresinden tutsak biraz elimizde kalır gibi değil mi? Yani böyle bir algının oluşması için ne yapılmış gerçekten merak içerisindeyim. Türkiye’nin belirli dönemlerinde bıyık bir trend olmuş olabilir ancak hangi dönem olursa olsun bu kadar bıyıklı insan görebileceklerini sanmıyorum.
6.Çölde yaşayıp develere mi biniyorsunuz?
Sanıyorum bunu İlber Ortaylı duysa Avrupalılara pek hoş olmayan cevaplar verebilirdi. Kim bu çağda eğer geleneksel bir etkinlik düzenlemiyorsanız deve ile yolculuk yaptığınıza inanabilir ki? Anlaşılan birçok Avrupalının Orta Çoğu coğrafyasında farklı bir konuma sahip olduğumuzdan haberi yok. Kendilerine en yakın zamanda bir Türkiye ziyareti tavsiye ediyoruz.
7.Siz hala padişahlıkla yönetiliyorsunuz öyle değil mi?
Evet, anlaşıldığı kadarı ile Avrupa ülkelerinin vatandaşları henüz Osmanlı’nın bitip Türkiye Cumhuriyeti döneminin başladığını tam anlamı ile anlayamamış. Bizi yüz yıl kadar geriden takip ediyorlar sanırım. Neyse bu şekilde bir soru ile karşılaşırsanız uzun uzun açıklamak en iyisi.
8.İstanbul’da Anadolu yakasından Avrupa Yakasına geçişte her defasında pasaport göstermek zor olmuyor mu?
Hmm güzel soru… Evet, her defasında ülke içerisinde pasaport ile seyahat ediyoruz. Bu soruyu kafasına takan kitle sanıyorum Türkiye’nin iki farklı ülkeden oluştuğunu düşünüyor. Aslında biz de farklı bir açıdan yaklaşarak onları anlayabiliriz. Sonuçta dünyada iki kıtanın köprüsü olan kaç ülke var? İstanbul’u hayranlıkla izlerken kafalarındaki bu soruların ortadan kalkacağını umut ediyor kendilerini en yakın zamanda ülkemize davet ediyoruz.
9.Madem Türksün neden kafana fes takmıyorsun?
Bana böyle bir soru ile gelinmiş olsa kendi adıma ciddiye alacağımı sanmıyorum. Ancak gene de sorun etmeden yanıtlamak gerek diye düşünüyorum. Bu mantıkla hareket ediyor oluyorsak dünyadaki herkesin ülkesinin yerel kıyafetlerini üzerinden çıkarmaması gerek. Halihazırda “fes” bizim kültürümüze de ait değildir. Yunan kültürünün bir parçası olan fes Osmanlının son dönemlerinde bu topraklarda yaygınlaşmaya başladı.
10.Sarışın Türk var mı?
Sanıyorum bu soruyu soran arkadaşlar sarışınlığın patentini kendinde sanıyor sanırım. Evet, sarışın ünlülere pek fazla sahip olmasak da uzunca bir süredir elimizde Kıvanç Tatlıtuğ gibi bir isim var. Sanıyorum kendisi gördüklerinde bu soruya açık ve net bir cevap alacaklardır.