Dünya Mirası, UNESCO tarafından tüm dünyada listelenen, koruma altına alınan özel kültürel ve fiziksel alana sahip yerler olarak tanımlanıyor. Türkiye, Anadolu toprakları üzerinde binlerce yıl boyunca hüküm süren farklı medeniyetlerin katkısı ile UNESCO Dünya Mirası Listesinde çok sayıda yer barındıran nadide ülkelerden bir tanesi. Tarih alanında yapılan araştırmalar derinleşmeye devam edip gün yüzüne bilinmeyen eserler gün yüzüne çıktıkça Türkiye’nin UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer alan isimlerinin sayısı da artıyor. UNESCO’nun son yaptığı düzenlemeye göre Türkiye’den iki kültür varlığı daha UNESCO Dünya Mirası Listesine girdi. 

İki Yeni Dünya Mirası 

Kültür ve Turizm Bakanlığı yaptığı açıklamalarda, ülkemizin sayısız tarihi ve kültürel değerini turizme kazandırmak için elinden geleni yaptığını belirtiyor. Yapılan çalışmalar arasında dünyanın en saygın kuruluşlarından biri olan UNESCO’nun sıklıkla düzenlediği Dünya Mirası Listesine yeni isimler kazandırmak da var. Bu kapsamda ülkemizde yer alan Erzincan Kemaliye Tarihi Kenti ve Mardin Midyat Çevresi Geç Antik ve Ortaçağ Kilise – Manastırlarının da listeye alınması ile birlikte ülkemizin Dünya Mirası Listesindeki kültür varlığı sayısı 85’e yükseldi. 

Kemaliye Tarihi Kenti 

Erzincan’ın Kemaliye ilçesi, şehrin tarihine yakından bakıldığında görülüyor ki, geçmişinde ticaret işleyişinin en önemli noktalarından olan İpek ve Kervan yolları üzerinde kurulmuş bir yerleşim merkezi. Bu özelliği nedeni kendisine özgü dokusu, mimarisi ve özgün evleri ile ön plana çıkıyor.  Fırat Nehrinden itibaren yükselen üç ana sekiden oluşan bu yerleşim merkezi yapılanma süreci boyunca doğayı temel unsur olarak kullanmış ve bu nedenle de oldukça değerli olarak görülüyor. Uzmanlar yapmış oldukları çalışmalarda tarihi süreç boyunca oluşturulan mimari de Fırat Nehri’nin etkisinin büyük olduğu konusunda hemfikirler. 

Kemaliye Tarihi Kenti’nin hiç şüphesiz insanlar tarafından en çok dikkat edilen noktalarının başında 35 km’lik uzunluğu bulunan ve nehir tabanı ile vadi kenarındaki kot farkı bin metreye kadar ulaşan Karanlık Kanyon geliyor. Bu özelliği ile Karanlık Kanyon, dünyanın en derin kanyonları arasında ilk beşte bulunuyor. Karanlık Kanyon, gerek jeolojik yapısıyla gerekse sert kayaların içinden oyularak inşa edilmiş 7 kilometre uzunluğundaki Taş Yolu ile istisnai bir doğal güzelliğe ve estetik öneme sahip.  Dünyanın en tehlikeli yolları listesinde de kendisine yer bulan Taş Yol, 400 -500 metre yüksekliğe sahip büyüklü küçüklü 38 tünelden oluşuyor. 

Kemaliye Tarihi Kent bölgesinde, merkeze yaklaşık 4 -5 kilometre uzaklıktaki Dilli Vadisi de özellikle Türk tarihi açısından son derece önemli görülüyor. Uzmanların vadide yaptığı arkeolojik araştırmalar sonucunda keşfedilen petroglif ve damgalar Türk tarihine dair bilinmeyen noktalara ışık tutuyor. 

Geç Antik ve Ortaçağ Kilise – Manastırları

Mardin kenti söz konusu olduğunda on binlerce yıllık bir tarihi göz ardı etmek mümkün değil. Eski Mezopotamya medeniyetleri tarafından da ziyaret edilen bir noktada yer alan Mardin şehri, on binlerce yıl öncesinde başlayan tarihinde günümüze değin farklı kültürlere ev sahipliği yapmış. Bu nedenle günümüzde Mardin sınırları içerisinde insanlık tarihine ışık tutan çok sayıda eser yer alıyor. 

İnsanlık tarihinin en büyük dini oluşumlarından olan Hristiyanlığın erken dönemlerinden itibaren yoğun imar faaliyetlerinin yaşandığı manastır mimarisinin erken örneklerini sunan Tur Abdin bölgesi, tarih boyunca Süryani Ortodoks cemaati ile ilişkilendirilebilen yeni ve kendine özgü bir mimari dilin ortaya çıkışına tanıklık ediyor. Bölge yalnızca bir demografik yapılanmanın izlerini taşıdığını söylemek de haksızlık olacaktır. Belirtmiş olduğumuz gibi Mardin’in tarihi on bin yıl öncesine kadar uzanıyor. Bu nedenle şehrin hemen hemen her bölgesinde son derece kozmopolit şekilde dağılmış çeşitli kültürel izleri bir arada görmek mümkün. Bunun en güzel örnekleri olarak şehrin farklı kesimlerinde farklı lehçe ve dilde konuşan yerel halkı görebilirsiniz.

Kireçtaşı bir plato üzerinde kurulu olan Tur Abdin, öylesine zengin bir kültür varlığı örneği ki; Bölgede çeşitli dönemlere ait 80 köy ve manastır yer aldığı eşsiz bir kültürel peyzaj bulunuyor. 

UNESCO Listesine Giren Manastır ve Kiliseler

  • Mor Sobo Kilisesi
  • Meryem Ana Kilisesi (Yoldath Aloho)
  • Deyrulzafaran Manastırı
  • Mor Gabriel Manastırı
  • Mor Abai Manastırı
  • Mor Loozor Manastırı
  • Mor Yakup Manastırı
  • Mor Quryaqos Kilisesi
  • Mor Azozo Kilisesi

Kilise manastırların hepsinin farklı yapıları olsa da aralarındaki ortak özellikleri de görebiliyorsunuz. Bu durum özellikle bölgenin 6 ile 8’inci yüzyıllarına ait olan tarihine ışık tutabilmemize olanak sağlıyor. Kiliseler, bunca yıllık köklü tarihin bize bıraktığı onlarca kaynak arasında bölgenin tarihinin bütünsel olarak çok daha iyi şekilde ele alınmasına olanak sağlıyor. Çevresindeki teraslı üzüm bağları,  zeytin ve badem ağaçları ile etkileyici bir peyzaj oluşturuyor. Şüphesiz Mardin sahip olduğu bu kilise ve manastır bölgesi ile Türkiye tarihinin dini inançlar bakımından ne denli zengin bir yapıya sahip olduğunu insanlara gösteriyor. 

Ülkemizde yer alan UNESCO Dünya Mirası bölgelerini en kısa sürede ziyaret edebilmek için Türkiye’nin her yerinden en uygun otobüs biletlerini NeredenNereye.com üzerinden online olarak satın alabilirsiniz.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen adınızı buraya girin