New York, uzun yıllar boyunca dünyanın en cazip ülkelerinden biri olan Amerika’nın şüphesiz en heyecan verici şehirlerinin başını çekiyor. Amerika son keşfedilen kıta olarak, modern yerleşime geç başlamış olduğundan binlerce yıllık tarihe ev sahipliği yaptığını söylemek mümkün değil. Ancak gene de bugün gördüğümüz New York kentinin tarihinde sembol haline gelmiş yapılar yok değil. Bugün siz sevgili ziyaretçilerimizle dünyanın en büyük metropollerinden birinin tarihine kısa bir yolculuğa çıkıyoruz.

İtalyan Giovanni da Verrazano’nın 1524’de New York Limanı’nı keşfetmesi bu devasa metropolün tarihinin başlangıç noktası olarak kabul ediliyor. Amerikan yerlileri ile olan ticaretin giderek güçlenmesi ve dünyanın diğer ucundan akın eden ticaret gemilerinin artık New York’u sıklıkla ziyaret etmesi ve 1624 yılında Hollanda’nın şehirde ticaret kolonisi kurması, bu kenti günümüzdeki haline getiren en büyük adım olarak görülüyor.

Hollanda ticaret kolonisi yavaş yavaş Manhattan’da yerleşim alanı kurarak ticaret ağını geliştirmeye başladı. Başlangıçta yalnızca 1500 kişi olan koloni buraya “New Amsterdam” adını vermişti. Çok kısa süre içerisinde bu küçük yerleşim alanı gelişen deri ticareti ile birlikte belki de tarihin daha önce hiç görmediği şekilde gelişim göstererek, kısa zaman içerisinde kazanç kapısı olarak görülen bu yerleşim yeri nüfusunu katlıyor. Bu dönemde aynı zamanda Yahudiler de ilk defa şehre geliyorlar.

1674 yılında imzalanan antlaşma ile kent İngiliz kontrolüne geçmiş ve “New York” adını almış. Kentin en köklü eğitim birimlerinden biri olan Colombia Üniversitesi , 1754 yılında kurulmuş. Daha sonrasında Amerikan yerlileri ile kanlı savaşlar yaşanmış ve bu olaylar popüler kültürde günümüzde dahi yerini almaya devam etmiş. Yaşanılan ekonomik gelişmeler ve dünyanın hemen her yerinden göçler alması ile 1835 senesinde New York ülkenin en büyük kenti olmuş. 20. yüzyıl başlarından itibaren sunduğu ekonomik fırsatlar nedeni ile hayallerin ülkesi konumuna yükselen Amerika, New York üzerinden sayısız göçmen almış. Yaşadığı Büyük Buhran’ın ardından II. Dünya Savaşı sonrasında dünyanın ekonomik merkezi konumuna gelen kentin yakın tarihinde ise herkesin bildiği gibi 11 Eylül 2001’de İkiz Kuleler’e gerçekleştirilen terör saldırısı yer alıyor.

Aziz Paul Şapeli (St. Paul Chapelle)

1766 yılında inşa edilen yapı aynı zamanda “Duran Küçük Şapel” ismi ile de anılıyor. Manhattan Bölgesinin en eski dini yapılarından biri olan Şapel, Broadway ve Fulton sokaklarında bulunuyor. Dönemin Büyük Britanya kraliçesi tarafından tahsis edilen araziye yapılan yapı oldukça büyük bir alanı kapsıyor. Aziz Paul Şapeli, yapıldığında kentin en yüksek binası olma özelliğini elinde tutuyormuş, ancak zaman içerisinde yapılan çok sayıda bina elbette bu özelliğini elinden almış.

Simetrik bir tasarıma sahip olan Şapel, o dönem New York’un giderek büyüyen cemaatinin daha geniş bir alanda ibadet edebilmesi amacı ile yapılmış. Günümüzde yılda 1 milyondan fazla kişiyi ağırlayan Şapel, çok sayıda dini ritüele ve kültürel etkinliklere ev sahipliği yapıyor.

Trinity Kilisesi (Trinity Church)

Kraliyet ailesi tarafından kilise için verilen arazi üzerine kurulan yapı ilk olarak 1698 yılında ibadete açılmış ve daha sonrasında tarihler 1700’lü yılları gösterdiğinde insanlara daha geniş bir alan sunmak amacı ile genişletilmiş. Arazinin arsası kraliyet ailesine ait olsa da Kraliçe Anne kendi döneminde araziyi kalıcı olarak kiliseye bağışlamış.

Richard Upjohn, günümüzde halka hizmet veren kilisenin mimarı olarak bilinmektedir. Kilise geçirdiği iki büyük felaket neticesinde oldukça hasar almış, kendisi kilisenin tamiri için görevlendirilmiş olsa da yapıyı yıkıp yeniden inşa etmenin gerektiğini belirtmiş. Bunun üzerinde 1846 yılında bugün hizmet sunan kilise yapılmış. “Askerler Anıtı” olarak bilinen kilise bölümü devrim sırasında hayatını kaybeden İngiliz esaretinde hayatını kaybeden askerlere ithaf edilmiş. Bu özelliği ile kilisenin en önemli bölümlerinden biri olarak dikkat çekiyor.

Alexander Hamilton US Custom House

New York’un bilinen en ikonik mimari yapılarından biri olan Alexander Hamilton US Custom House, 20. yüzyılın başlarında inşa edilmiş. 2007 yılında 100. yıldönümünü kutlayan yapı günümüzde hala aktif olarak kullanıyor. Geçmişte, en parlak dönemini yaşayan yapı ülkenin zenginliğinin bir sembolü olarak benimsenmiş ve gümrük binası olarak kullanılmış.

Zaman içerisinde aktif kullanımı azalan binada, bugün ilk üç kat Kızılderili Ulusal Müzesi olarak kullanılıyor ve düzenlenen okul gezileri nedeni ile pek çok çocuk ziyaretçiyi ağırlıyor. Binanın en önemli mimari unsurlarının başında 2. kattaki rotunda gelmektedir. Bu güzel görünümlü rotunda 41 metre uzunluğa, 26 metre genişliğe ve 14 metre derinliğe sahip. Yapının içerisinde Amerika’nın en ünlü ressamlarından biri olan Ranigald Marsh’ın kıtanın kaşiflerini resmettiği resimler dikkat çekiyor.

Brooklyn Müzesi (Brooklyn Museum)

Amerika ziyaretiniz sırasında tarihi ve mimari özellikleri ile dikkat çeken bir yapıyı aynı zamanda eşsiz eserleri sergileyen bir müzeyi gezmek istiyorsanız Brooklyn Müzesi sizin için biçilmiş kaftan diyebiliriz. Ülkenin en geniş alanı kaplayan 3.binası olan müze, 1.5 milyondan fazla esere ev sahipliği yapıyor.

Daha çok modern dönem estetik anlayışına ait eserlerin sergilendiği müzede dünyanın en önemli feminist temsilcilerinin de eserleri bulunuyor. Judy Fince’in en ünlü feminist eserlerinden biri olan “The Dinner Party” isimli eser müzede mutlaka görmeniz gerekenler arasında gösteriliyor. Müzenin aynı zamanda harika bir Eski Mısır sergisinin de olduğunu belirtmek gerek.

Brooklyn Köprüsü (Brooklyn Bridge)

Film, dizi, roman gibi popüler kültür ürünleri tarafından hafızalarımıza kazınan Amerika’nın sembol yapılarının başında gelen Brooklyn Köprüsü, Aşağı Manhattan ile Brooklyn Hights’ı birbirine bağlıyor. 1883 yılında inşa edilen bu köprü tam bir mühendislik harikası olarak biliniyor. 1800 metre uzunluğunda olan köprü her yıl, milyonlarca bisiklet, araç ve yayalara ev sahipliği yapıyor.

Bu muhteşem köprünün inşası 15 milyon dolar maliyetle 14 yılda tamamlanmış ve ne yazık ki, bu süreç boyunca 20’den fazla insan hayatını kaybetmiş. Binanın yaratıcısı John Augustus Roebling çelik asma köprüler konusunda döneminin en başarılı ismi olarak biliniyor.

Özgürlük Heykeli (Statue Of Liberty)

Özgürlük Heykeli, New York denildiğinde şüphesiz akla ilk gelen tarihi nokta oluyor. Ellis Adası’na çok yakın bir konumda bulunan heykeli görmek için feribotlar ile hareket ederek, Liberty Adası’na ulaşım sağlayabiliyorsunuz. 1875 -1886 yılları arasında yapılan Özgürlük Heykeli, 93 metre yüksekliği ile dikkat çekiyor. Yapımına Amerikan İç Savaşı sırasında karar verilen Özgürlük Heykeli, ilk dönemlerinde ABD ve Fransa arasındaki dostluğun bir semgesi olarak görülüyormuş. Zaman içerisinde insanların bunu unutarak heykele farklı anlamlar yüklemesi ile günümüzde Amerika’nın özgürlük sembolü olarak benimsenmiş.

Bir Roma tanrıçasından ilham alınarak yapılan heykelde tacın sivri uçları okyanusları ve kıtaları temsil ediyor. Ayrıca bir hayli fazla olan yüksekliği nedeni ile heykele yılda 600’den fazla yıldırım düştüğü söyleniyor.

Adres: New York, NY 10004, Amerika Birleşik Devletleri

Telefon: +1 212-363-3200

Ziyaret saatleri: Her gün 08.30 – 16.00

Giriş ücreti: 23,5$

Times Meydanı

1880’li yıllarda apartmanlar ile çevrilen, “Longacre” olarak bilinen Times Meydanı bugün New York’u ziyaret eden hemen herkes tarafından görülmek istenen, hem modern hem de tarihi yapıları bir arada toplamış, ülkenin en ikonik noktalarından bir biri olarak karşımıza çıkıyor.

Meydanın gelişmeye başlamasından kısa bir süre sonra buraya toplu taşıma olarak metro gelmiş, ardından tahmin edilemez bir şekilde gelişim göstererek 20. yüzyılda Broadway ve Yedinci Cadde ile birleşerek “Times” ismini almış. 20. yüzyılın getirdiği uyuşturucu ticareti gibi olumsuzluklar Times Meydanını da etkilemiş olsa da Amerika bu ikonik noktadan vazgeçmemiş ve gerçekleştirdiği dönüşüm yatırımları ile Times Meydanını kurtarmayı başararak bugün dünyanın en kalabalık caddelerinden biri haline getirmeyi başarmış.

Türkiye’nin her yerine gerçekleştireceğiniz yolculuklar için en uygun otobüs biletlerini NeredenNereye.com üzerinden online olarak satın alabilirsiniz.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen adınızı buraya girin