Samanyolu Galaksi sisteminde küçük mavi bir bilye… Burası gezegenimiz, dünyamız oluyor. Yüzeyinin çok büyük bir kısmı devasa su kütleleri olan okyanuslar ile kaplı olan gezegen içerisinde karada yaşayan bizler ise buna rağmen onu çok büyük olarak değerlendirebiliyoruz. Evrenin yaşı ve büyüklüğü düşünüldüğünde dünyamız gerçekten de söz etmeye değmeyecek kadar ufak bir yapılanma olabilir. Ancak bizlere canlılığın, tabiatın kapılarını açan bu gezegen pek çok insanın bir hayat boyunca gezemeyeceği kadar büyük. Dünya, her bir farklı köşesinde insanların keşfini bekleyen harikalar tabiat harikaları sunuyor. Evet, insan elinden çıkan eserler ile de gezegene ciddi miraslar bıraktığımız kesin. Ancak doğanın kendi elleri ile hazırlayıp bize bıraktıklarının yeri ayrı. Nasıl oluştuklarını çözemesek de onların gizeminin peşinden koşmak belki de seyahat arzumuzu en fazla körükleyen olgulardan bir tanesi. Buzdan diyarlar, egzotik bitkiler, güneşin en gizemli renklerini yansıtan topraklar ve çok daha fazlası. Bugün meraklı gezginler için ilk kez görenleri şaşkına çeviren yerleri kısaca listeledik.

Fly Geyser – Nevada

Bu gayzere neden “FLY” adının verildiğine dair detaylı bir malumatımız yok. Ancak bu doğa harikasının sizi etkilemesine engel değil. Gökkuşağı’nın renklerinin yeryüzündeki topraklara indiğini görmek gerçekten etkileyici. 1950’li yıllardan sonra kaynaktan aniden suların yükselmesi ve çevresini boyadığı renkleri ile bir anda insanların dikkatini çeken Fly Geyser doğanın nadide armağanlarından biri.

Grand Prismatik Springs

ABD’de Yellowstone Milli Parkı’nda yer alan bu kaplıca oldukça değerli. Dünyanın en büyük üçüncü kaplıcası olmasının yanı sıra onu ender kılan özelliği renkleri.

Tıpkı, “Fly Geyser” da olduğu gibi Grand prismatik Springs de gökkuşağının renklerini bizlere sunuyor. Kaplıcada yaşayan mikroskobik canlıların bu renklerin oluşmasını sağladığı düşünülüyor.

The Wave

Denizin huzurlu dalgalarının kayaların üzerine resmedildiğini düşünün. Arizona’da yer alan The Wave kum taşının üzerine işlenmiş bir dalga gibi duruyor ve yaklaşık 107 metrelik bir tırmanış mesafesine sahip.

Hem görsel güzelliği hem de tırmanış yapmak için olanak sağlaması onu insanların gözünde cazip bir seyahat noktası haline getiriyor.

Preikestolen

Evet, Preikestolen doğanın insanlığa sunmuş olduğu armağanlardan biri olabilir ancak yükseklik korkusu olanlar için hiç uygun olmadığını belirterek başlayalım. Zira kendisi tam olarak 604 metrelik bir uçurum oluyor. Meydan okumayı seven korkusuz gezginler için dünyayı tepeden görmek adına tam bir keşif rotası olduğunu söyleyebiliriz. Maruz kaldığınız oksijen temiz hava deyimini yeniden adlandırmanızı sağlayacak bundan emin olabilirsiniz.

Sokotra

Yemen’de olan bir ada parçası olan Sokotra’yı ilgi çekici ve egzotik hale getiren şey, burada yaşayan endemik bitki türü. Adanın geneline yayılmış olan ağaçlar uzaktan bakıldığından devasa mantarlar gibi görünerek sizleri çocukluğunuzun tozlu sayfalarına getirebilir. Ağaçlar, gövde, dal ve yaprakların birleşerek çizdikleri görüntü ile kesinlikle benzersiz. Nedendir bilinmez, yerel halk bu ağaçlara “ejder kanı ağacı” ismini layık görmüş. Belki ziyaretiniz sırasında ağaçlar hakkında anlatılan yerel efsanelere de tanıklık fırsatınız olur.

Kelimutu Volkanı

Sanıyorum dünyamızı doğanın tuvali olarak düşünmek gerek… Tabiatın ellerine bir işe giriştiği zaman eşsiz renkleri bu tuvalde görmemek mümkün değil.

Kelimutu Volkanında yer alan krater gölleri de bunun en güzel örneklerinden bir tanesi. 3 göl de birbirinden farklı canlı renklere sahip. Bu da insanların ilgisini buraya çekmeye yetiyor.

Roraima Dağı

Sıralamada yer alan Roraima Dağı’nı yükseklik korkusu olan gezginler için kesinlikle yasaklı kategorisine alıyoruz. Zira Brezilya ve Venezuela arasında yer alan bu dağın üstünden bulutları izlemek mümkün.

Roraima Dağı dünyanın en gizemli noktalarından biri olarak kabul ediliyor ve kendisi hakkında pek çok yerel mit mevcut.

Kristal Mağarası

Dünyanın en ilginç noktalarından bir tanesi Kristal Mağarası. Dünyanın başka bir yerinden bu denli büyük kristal oluşumlarını görmeniz mümkün değil.

Meksika’da yer alan mağara içerisinde boyları 10 metreye kadar uzanan kristal sarkıtları görmeniz mümkün.

Cehennem Kapısı

Korku filmlerini setini ziyaret etmeden de, stüdyoları aratmayacak görüntülerle karşılaşabilirsiniz. Türkmenistan’da tesadüfen bulunan Cehennem Kapısı bunun en güzel örneklerinden bir tanesi. Türkmenistan’da bulunan bu doğal gaz kuyusu görenleri biraz korkutsa da insanların ilgisini buraya çekmekten de geri kalmıyor.

Listemizde yer alan doğanın keşfedilmeyi bekleyen harikalarına ya da dünyanın çok daha farklı noktalarına en kısa sürede seyahat etmek için yolculuğa NeredenNereye.com üzerinden en uygun uçak biletlerini satın alarak başlayabilirsiniz.

 

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen adınızı buraya girin