İtalya, sahip olduğu Akdeniz iklimi ile Türkiye’yi andıran bir yapıya sahip ve bünyesinde barındırdığı Rönesans döneminden kalan eserleri ile dünyanın en gözde turizm merkezlerinden bir tanesi. Elbette, İtalya ve Rönesans kelimelerini bir arada kullandığımızda insanların aklına iki şehir geliyor: Roma ve Floransa. Bugün Floransa topraklarına bir yolculuk düzenliyoruz. Floransa gibi barındırdığı sanat eserleri, zengin mutfak kültürü ve doğal alanları ile tüm dünyadan insanların dikkatini üzerine çeken bir şehir.

Şehrin Roma İmparatorluğu döneminde, Jül Sezar zamanında, M.Ö 59 yılları dolaylarında Romalı askerler tarafından kurulduğu düşünülüyor. Kent kurulduktan kısa bir süre sonra cumhuriyetin ilk temellerinin atıldığı yer haline gelmiş ve bu dönemden sonra yakaladığı ivme ile hızlı bir gelişim sürecine girmiş. Şehri tarihin en önemli noktalarından bir haline getiren ise ünlü Medici ailesi. Bankalar ile finans sektöründe yatırımda bulunan aile son derece zengin hale geldikten sonra şehrin yönetimini ele alarak sanatçıları ve bilim insanları desteklemiş ve nihayatinde de Rönasans akımının ortaya çıkmasını sağlamış. Şehrin günümüzdeki haline gelmesinde Hitler’in de payının olduğunu söyleyebiliriz. Şehir, İkinci Dünya Savaşı sırasında işgale uğruyor ancak Hitler’in şehre hayran kalması nedeni ile herhnagi bir yıkım uygulanmıyor ve Floransa’nın kültürel mirası günümüze değin sağlıklı şekilde ulaşmayı başarıyor. 19. Yüzyıldan itibaren şehrin tanınması ile birlikte turizm faliyetleri artış göstermiş ve günümüze değin sürmüş. Günümüzde 400 bin nüfusu bulunan şehirde yerel halktan çok turist ile karşılaşmanız mümkün. Florasan’da yerel dil elbette ki İtalyanca ancak İngilizce konuşarak da halkın çok büyük bir kısmı ile anlaşabilirsiniz. Nüfusunun oldukça büyük bir kısmı katolik olmasına karşın farklı inanç gruplarının mensupları da bulunuyor.

Florasan’da ülkenin geneline bakıldığında yağışlı havanın bir nebze daha yaygın olduğunu söylemek mümkün. Akdeniz ikliminin etkisi ile yazları sıcak geçerken yaz mevsimi haricindeki dönemler fazla soğuk olmadan yağmular ile sürüyor. Bu nedenle özellikle gitmek için belirlenen bir dönem yok. Bu sizin kişisel zenklerinize bağlı. Eğer sıcak havadan fazla etkilenmem ve turistik noktaları daha rahat gezmek istiyroum diyorsanız yaz mevsimi ideal olacaktır.

Floransa’da Yapmadan Dönme

Sanat başkentlerinden biri olan Floransa’da onca yolu kat ettikten sonra yapmadan dönmemeniz gereken şeyleri kısaca listeleyelim:

  • Sanatın iliklerine kadar işlediği bu şehirde mutlaka müzeleri gezin.
  • Sanatın ve mimarinin buluştuğu, kiliseleri, şapelleri, katedralleri görün.
  • Kentin taşlar ile süslenmiş yolları üzerinde sanat ile bezenmiş cadde ve sokaklarını gezin.
  • Gezmekten yorulduğunuz ve biraz huzur aradığınız zaman Boboli Bahçelerini adım adım yürüyün.
  • Şehirde yer alan ve atmosferi ile insanları kendine çeken yerel pazarları gezin.
  • Şehir lezzetli yerel mutfağının tadını sonuna kar çıkarın.
  • Son olarak ise tatilin yorgunluğunu şehrin şirin kafelerinde kahve içip dondurma yiyerek atın.

Floransa’da Gezilecek Yerler

Mimari sanatı adeta bu şehrin ikinci adı haline gelmiş, bu nedenle şehirde hemen hemen her köşe başında harika bir eser ile karşılaşmanız mümkün. Dolayısı ile Floransa’da gezilecek yerleri görmek için kesinlikle buradan başlamalısınız denilen bir noktada bulunmuyor. Şehirdeki Rönesans izlerini görmek için ünlü Michelangelo’nun Davud heykelinin bulunduğu ve dört yüzyıl boyunca korunmayı başarmış Signoria Meydanı’nda bulunan Floransa Katedrali harika bir yer. Aynı şekilde dönem mimarisini en güzel şekilde yansıtan noktalardan bir diğeri de Galileo, Michelangelo, Dante, Machiavelli gibi isimlere bugün ev sahipliği yapan Sante Croce Bazilikası. Elbette böylesine harika bir şehre geldiğinizde anıları ölümsüzleştirmek istemek son derece normal bir davranış. Bunu yapabileceğiniz en güzel iki nokta ise şehrin nefes kesici manzaralarınızı ayaklarınıza getiren Piazzale Michelangelo  ve Giotto’nun Çan Kulesi.

Şehrin bugünkü görünümüne ve zenginliğine kavuşmasında oldukça etkili olan Medici ailesinin yaşamış olduğu Vecchio Sarayları sanatsever ziyaretçilerin ilgisini çekecek eserlere ev sahipliği yapıyor. Burada aynı zamanda Dante’nin dünyaca ünlü eseri ölüm maskesi de bulunuyor. Ayrıca Rönesansın başkentinden bu dönemden kalma en değerli eserleri görmek isterseniz, Akademi Galeri, Bargello, Museo dell Opera dell Duomo ve Uffizi Galerisini ziyaret edebilirsiniz.

Floransa’da Yeme – İçme

Floransa oldukça zengin bir yeme – içme kültürüne sahip. Akdeniz ikliminde yer alan bir ülkeden söz ettiğimiz zaman, sağlıklı zeytinyağlı yemeklerin büyük bir öneme sahip olması kaçınılmaz oluyor. Florensa sınırları içerisinde de bu durum böyle. Elbette şehrin mutfağında yalnızca zeytinyağlı yiyecekler yok. Harika et yemekleri de mevcut. Kahvaltı kısmında biraz sıkıntı çekebilirsiniz çünkü bizim pek de alışkın olduğunuz tarzda kahvaltı alışkanlıkları yok. Bir reçelli ekmek veya kruvasan ve yanında kahve ile geçiştirmeyi tercih ediyorlar.

Öğle ve akşam yemekleri ise gerçek anlamda dolu dolu, hareketli ve canlı geçiyor diyebiliriz. Yemeğe çorba ile başlıyorlar ve en sevdikleri çorbalar arasında, “Ribollita, Papardelle al Cinghiale, Zuppa di Figioli” yer alıyor. Elbette İtalya demişken makarna demeden de geçilmez. Neredeyse her restoranın bilindik sosların yanı sıra kullandığı kendine özel enfes makarna sosları bulunuyor. Bistecca alla Fionrentina ise Floransa şehrinin en ünlü et yemeği. Bu kadar lezzetli yemeklerin yemeklerin ardından tatlı olarak şehrin enfes dondurması Schiacciata Fiorentina’nın tadına bakabilirsiniz.

Floransa’ya bir yolculuk düzenlemek isterseniz seyahate NeredenNereye.com üzerinden uçak bileti satın alarak başlayabilirsiniz.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen adınızı buraya girin