Bugün yolculuğumuz, kalabalık mega kentleri, aktif volkanları, 2.000 yıllık pirinç tarlaları ve renkli etnik toplulukları ile Asya bölgesinin dikkat çeken ülkelerinden biri olan Filipinler’e doğru uzanıyor. Bu ülke hakkında ilk olarak bilmeniz gerekenlerden biri doğal güzelliklerine inanmakta zorluk çekeceğiniz bir ada ülkesi olduğu. 7.000’den fazla adadan oluşan ülke bu adalar boyunca uzanan sarışın kumlu plajları ile dünyanın hemen hemen her köşesinde ziyaretçileri kendine çekiyor. Yüzlerinden gülümseme eksik olmayan yerli halk ise özenle korudukları gelenekleri sayesinde insanların buraya olan ilgilerinin artmasına neden oluyor. Filipinler, özenle korunmuş yağmur ormanları, batı kültürünün etkisinden uzak rengarenk etnik grupları, tropikal iklimi, berrak denizler boyunca uzanan kumsalları, tadabileceğiniz yüzlerce farklı lezzeti ve insanlarının güler yüzlü hizmeti ile dünyanın en iyi tatil beldelerinden biri olmaya aday.

Büyük Okyanus’un batısında, Asya’da bulunan bu ada ülkesi toplamda yedi binden fazla adadan oluşmasına karşın yaklaşık 900 kadar adasında yerleşim bulunuyor. Ülkeyi oluşturan adalar gelişi güzel dizilmiş bir oyun alanını anımsatıyor; Bazılarında mega kentler kurulmuşken bazıları yalnızca el değmemiş doğal bir cenneti anımsatan küçük alanlar. Filipinler’in başkenti Manila’nın da bulunduğu Luzon, orta kesimde Vasiyas, güneyinde Mindanao olmak üzere üç ana ada grubundan oluşuyor bu harika ülke. Filipinler, küçük adalara bölünmüş bir ülke olsa da oldukça kalabalık bir ülke olduğunu da belirtmek gerek; Örneğin yalnızca başkent Manila’da 12 milyondan fazla nüfusa sahip bir kent. Filipin adalarını ilk keşfedenlerin Mayalar olduğunu söyleyebiliriz. Onların hemen ardın Hintliler bu harika ada grubuna yerleşme kararı almış, bölgeye gelen ilk Avrupa’lı ise tarihi kaynaklara göre keşif gezileri sırasında ada grubuna adım atan Macellan olarak biliniyor. Ülkede farklı etnik kökenlerden milyonlarca insanın yer alması yerel, kültürel birikimlerin de etkisi ile oldukça renkli görüntülerin ortaya çıkmasına neden oluyor.

105 milyonu geçen nüfusu ile Filipinler dünyanın en yüksek nüfus artış hızına sahip olan ülkelerden biri. Elbette bu durumun bazı yan etkileri de yaşanıyor. Öncelilikle mega kent denildiğinde gözünüzde New York gibi şehir manzaraları canlanmamalı. Evet, binlerce adasında dünyanın pek az noktasında rastlayabileceğiniz harika manzaralara tanıklık edebilirsiniz ancak yerleşimin yaygın olduğu yerlerde bazen rahatsız edici derecede gürültü kalabalıkların arasında kalabilirsiniz. Deneyimli bir gezgin için böylesi bir ülkede yaşanılan trafik karmaşasından bahsetmeye bile gerek yok… Bununla birlikte teneke evlerde yaşayan binlerce yoksul insan görmeniz kaçınılmaz. Seyahatiniz sırasında güvenliğinizi en üst seviyede tutmak adına şehrin güvenli bölgeleri hakkında bilgi edinmek her zaman için yerinde bir karar olacaktır.

Filipinler’de Gezilecek Yerler

Öncelikle bilmeniz gerekiyor ki; Filipinler hemen hemen tüm tatil aktivitelerini rahatlıkla yapabileceğiniz alanlara sahip. İster görselliği ile uzun süre hafızalarınızdan çıkmayacak resiflere dalış yapın isterseniz de yalnızca sıcak kumlarda uzanın. Üstelik diğer tatil noktalarına nazaran bunların hepsini görece daha uygun bütçe ile kolayca gerçekleştirebilirsiniz.

Manila

Filipinler’in bu şehri oldukça kalabalık bir nokta elbette kalabalık ile birlikte gelen trafik karmaşası da cabası. Ancak, bu nedenler itibari ile görülmeden atlanmayacak noktaları da bünyesinde barındırıyor. Manila içerisinde, “Makati, Adriatico Caddesi, San Agustin Church, University of Santo Tomas, Rizal Park, Manila Park, Ulusal Park, Greenbelt Park, Intramuros Surları” gibi ziyaret etmelisiniz.

Banaue

UNESCO tarafından koruma altına alınan Banaue pirinç tarlaları kesinlikle görmeniz gereken yerler arasında. Filipinler’in en kalabalık bölgelerinden biri olan şehirde tüm geçim ve yaşam pirinç yetiştiriciliği üzerinden sağlanıyor diyebiliriz. Banaue kasabası ziyaret edilirken yanınızda mutlaka bölgenin nakit para birimi bulunmalı çünkü burada ATM bulunmuyor.

Batad

Batad da tıpkı Banaue gibi UNESCO tarafından koruma altına alınan binlerce yıllık pirinç tarlaları ile ünlü bir köy. Ayrıca burada yer alan Tappiyah Şelalesi kesinlikle görülmeye değer noktalardan bir tanesi.

Sagada

Yerel halkın bir geleneği olan asılı tabutları ile ünlü olan Sagada başkenti yaklaşık 140 km kadar uzağında yer alıyor. Elbette bu köye kadar yol katetmişken ünlü mağara gezilerine katılmadan olmaz ancak bu gezileri mutlaka ve mutlaka bir rehber eşliğinde yapmalısınız. Burada yaşamın bir parçası haline gelmiş olan mağaralar içerisinde kaybolabilir ve zor zamanlar geçirebilirsiniz.

Baguio

Eğer ülkeye yaz ayları içerisinde giriş yapmayı planlıyorsanız Baguio Bölgesi sizin için harika bir kaçış noktası olabilir. Tropikal iklime sahip olan ülkede yazlar son derece sıcak geçebiliyor. Hatta alışık olmayanlar için rahatsız edici seviyelerde olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Baguio bölgesinin deniz seviyesinden yüksekliği 1.500 metre kadar yükseklikte yer alıyor ve yazın bunaltıcı sıcaklarından kaçmak isteyenler için harika bir kaçamak noktası oluşturuyor.

Donsol

Donsol Koyu, yaklaşık bir otobüs büyüklüğünde olan ve yerel adı ile “Butanding” olarak bilinen balina köpekbalıklarını görebileceğiniz nadir noktalardan bir tanesi. Okyanus’un büyülü dünyasına harika bir yolculuk yapmak için uykunuzdan feragat ederek biraz erken kalkmanız gerekiyor ancak yolculuk buna değiyor diyebiliriz.

Coron

Zümrüt yeşili suları ile dünyanın en güzel göllerinden biri olarak kabul edilen Kayangan Lake, Coron Adası’nda bulunuyor. Filipinler seyahatiniz sırasında böylesi bir doğa harikasını görmeden dönmek olmaz elbette. Aynı zamanda II. Dünya Savaşı sırasında batırılan gemilere de ev sahipliği yapan bölge dünyanın en iyi dalış noktalarından biri olarak kabul ediliyor. Filipinler seyahatinizi sonlandırmadan önce “Palawan Adası, Puerto Princesa, Sabang, El Nido, Borocay Adası, Vigan, Taal Volcano, Bohol, Cebu” gibi ülkenin gezilmesi gereken diğer noktalarını ziyaret edebilirsiniz.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen adınızı buraya girin