Dünyamızın kaç bin ya da kaç milyon yıldır evrenin karanlık sularında süzüldüğünü bilmek en azından şimdilik pek mümkün değil. Ancak bildiğimiz bir şey var; İçerisinde yaşadığımız dünya bir insan ömrü boyunca keşfedilecek pek çok yer barındırıyor. İnsanın varlığı olmadan geçen milyonlarca yıl boyunca doğa bizler için birikim yapmış gibi.  Devasa kara parçalarında ya da onları yutan okyanuslarda gizemli ve hatta biraz da mistik, keşfedilmeyi bekleyen binlerce yer mevcut.

Coğrafyanın bizlere sunduğu muazzam şekiller arasında bugüne kadar hikayelere konu olmuş, insanların ilgisini çekmiş en muazzam oluşumlardan biri de kesinlikle ada parçaları. Kara bağlantısı olmadan okyanusun ücra köşelerinde saklanmış gibi duran adalar bizler için farklı mitlerin kaynağı olmuş. Öyle ki, dünya klasiklerinin en ünlülerinden biri olan Robinson Crusoe eserini hemen hemen hepimiz biliyoruzdur. Bu hikayenin bu denli çok sevilmesinin nedeni belki de hepimizin içinde yer yer beliren kalabalıktan uzakta bir doğal cennette yer alma isteğidir.

Günümüzde böyle bir ıssız ada bulmak pek değil. Gelişen teknolojimiz ve genişleyen insan kitleleri nedeni ile hemen hemen bütün adalar keşfedilmiş ve yerleşime açılmış konumda. Gene de bu adalar üzerine kurulan ada şehirler pek çok gezgin için ilgi çekici olabiliyor. Bütün hayatını bir adada geçirmek istemese de kısa Robinson Crusoe maceraları yaşamak isteyen gezginler için dünyanın en ilgi çekici adan şehirlerini listeledik.

Lindau

Lindau adasında yaşayan nüfus 3 binin üzerinde. Bu harika ada şehri çok da uzakta değil, Avrupa’da Avusturya’ya bağlı olarak yaşamına devam ediyor. Son derece sakin ve huzurlu bir tatil rotası olan Lindau hem gezmek hem de gözlerden biraz kaybolmak isteyenler için Avrupa’da harika bir kaçış noktası imkanı sunuyor. Ada Almanya ve İsviçre sınırlarının birleşim noktasının yakınında ve Avusturya’ya köprülerle bağlanmış durumda ziyaretçilerini bekliyor.

Santa Cruz Del Islote

Kolombiya’nın Karayip kıyısı açıklarında bulunan bu küçük adası dünyanın yüz ölçümüne oranla en kalabalık olan noktalarından bir tanesi. 1 Hektarlık alan içerisinde doksanın üzerinde yerleşim yeri bulunuyor ve yaklaşık 1500 kişi yaşıyor. Adada yaşam öyle bir duruma gelmiş ki, ada sakinleri cenazelerini komşu adalara gömmek zorundalar çünkü bu adada bir mezarlık için yer yok. Kalabalık olmasına karşın okyanus ortasında berrak deniz suları ile çevrili bu küçük ve gözlerden uzak yer gezginlerin ilgisini çekiyor.

Isole Dei Pescatori

Isole Dei Pescatori, İtalya’da yer alan ve balıkçılar adası olarak da bilinen oldukça küçük bir yer. Şehre gelen ziyaretçileri saymazsak adada tüm yıl boyunca yaşayan 50 kişi bulunuyor. Adada sahil şeridi boyunca uzanan Arnavut kaldırımı diye tabir ettiğimiz taşlarla süslenmiş bir sahil yolu bulunuyor. Adanın tüm kıyı şeridi boyunca uzanan bu yol hava durumuna bağlı olarak dalgalar yükseldiğinde tamamen sular altında kalıyor. Bu nedenle burayı ziyaret ederken hava durumunu kontrol etmek ayrıca önemli.

Mexcaltitan

Mexcaltian, Meksika’nın Pasifik kıyılarında yer alıyor ve oldukça güzel manzaralara ev sahipliği yapıyor. Şehir su kanalları ile kaplı diyebiliriz. Bu nedenle özellikle Eylül ve Ekim ayları arasında başlayan yağışlar ile birlikte tamamen sular altında kalabiliyor. Bu nedenle bu aylarda ziyaret için pek uygun olmasa da yaz mevsiminde harika bir doğal cennet haline geliyor.

Trogir

Trogir Adası aynı zamanda Avrupa’nın en iyi şekilde korunmuş Orta Çağ şehirlerinden biri. Adanın doğal güzelliği yanı sıra eskiye götüren mimari yapısı, gotik eserler ve aynı dönemden kalma hikayeleri de ilgi çekiyor. Küçük bir oda olmasına karşın oldukça canlı bir yapıya sahip. Ada Split şehrine oldukça yakın bir konumda yer alıyor.

Nesebar

Karadeniz’in incisi olarak da bilinen Nesebar adasında yerleşimin tarihi oldukça eski zamanlara dayanıyor. Kesin bir rakam veremesek de adanın yaklaşık üç bin yıllık bir geçmişinin olduğunu söyleyebiliriz. Tarihin farklı dönemlerinde farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan Nesebar adasında bu dönemlerden kalma mimari eserlere ve halk arasında dillendirilen yerel hikayelere rastlamak mümkün. Tropikal bir ada olmasa da canlı doğası ve yerel halkın kendi özgü yaşamı ile dikkat çekiyor.

Flores

1697’de İspanyolların gemilerle yaptığı son çıkarmaya kadar direnmeyi sürdürmüş bir ada Flores. Bu küçük ama harika ada anakaraya yalnızca tek bir yol ile bağlanıyor. Peten Itza Gölü üzerinde bulunan Flores birçok ziyaretçiyi ağırlamayı ihmal etmiyor. Ada üzerine kurulan yerleşim merkezleri ve artan nüfusu nedeni ile doğal kaynaklarının bir kısmını kaybetmiş ancak gene de kısa süreli gezintiler için harika bir kaçamak noktası.

Male

Küçük bir ada olmasına karşın üzerinde 100 binlik bir nüfusu barındıran Male aynı zamanda Maldivlerin başkenti. Taşma noktasına gelen nüfusu nedeni ile adanın doğal güzellikleri ne yazık ki yok edilmiş durumda. Buna karşın tropikal bir adada tatil geçirmek isterseniz ancak şehrin lüksünden de pek uzaklaşmak istiyorsanız Male sizin için oldukça uygun bir yer. Adada dizel jeneratörlerle sürekli olarak elektrik üretilmeye sağlanırken su kaynaklarının tamamı arıtma tesislerinden geliyor.

Manhattan

İzlediğimiz Hollywood filmlerinin vazgeçilmez mekanlarından biri olan Manhattan, Amerika’daki New York şehrinin beş bölümünden bir tanesi. Hollanda’nın buraya yapmış olduğu kale ile yerleşimin başladığı Manhattan dünyanın en popüler ziyaret noktalarından bir tanesi.

NeredenNereye.com ile Dünyanın Her Yerine Uçabilirsiniz… Yukarıda yer alan birbirinden güzel ada şehirlere vakit kaybetmeden bir seyahat düzenlemek için yolculuğunuza NeredenNereye.com üzerinden en uygun fiyata alacağınız bir uçak bileti ile başlayabilirsiniz.

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen adınızı buraya girin