Almanlar dünya tarihinde her zaman söz sahibi olan medeniyetlerden bir tanesi olmuş. Her insan yada her topluluk gibi kendilerinin bazı özellikleri övülmesi gerekirken bazıları da yerilmeli elbette. Ancak kendi adıma konuşmam gerekirse Alman toplumunun çözüm üreten, disiplin ile yoğrulmuş iş anlayışına hayran olduğumu belirtmek isterim. Yukarıda paylaşmış olduğum Alman atasözü ise kesinlikle insan yaşamına dair en sevdiğim sözlerden bir tanesidir. Peki, biz genellikle Almanya’yı nasıl biliriz? Derin, puslu vadilerin taş mimari ile süslenmiş vadilerin ev sahibi değil midir? Bu soğuk, puslu ülkeyi bu şekilde düşündüğümüzde romantizm kelimesi ile pek de bağdaşmıyor öyle değil mi? Romantizm denildiğinde akla ilk gelen rotalar ise genellikle Roma, Paris gibi yerler oluyor. Peki, Almanya’da birçok enfes mekandan geçen Romantik Yol isimli bir rota bulunduğunu biliyor muydunuz?
Romantik Yol, Almanya’nın en gözde turizm güzergahlarından biri. Ancak son dönemde popüler hale geldiğini söylemek yalan olmaz. Pek bu özelliği ile bilinmese de bu rota boyunca gotik mimari ile şaheser haline getirilmiş yapılar ve bu yapıların süslediği derin vadiler boyunca romantizm dolu bir seyahat geçirebilirsiniz. Ülkenin güney bölgesinde, Bavyera’dan başlayarak devam eden masalsı yolculuk, hafızalarınızda unutulmaz dakikalar yaratıyor.


Masalsı Romantik Yol Nereden Başlıyor?

Almanya’nın gözdesi bu rota “ülkenin güney kısmı ile güney kısmını birbirine bağlayan, kuzeyde Wüzburg güneyde Füssen arasında kalan, yaklaşık 400 km uzunluğundaki tematik bir yol.” Elbette ki yol deyince aklınıza vadiler arasına döşenmiş asfalt bir yoldan ibaret olduğu gelmemeli. Bu güzergahın günümüzde bu şekilde anılmasını Amerikan askerlerine borçluyuz diyebiliriz. Çünkü romantik yolun günümüzdeki haline gelmesini sağlayan bir grup Amerikan askeri. İkinci Dünya Savaşı sonrası tüm dünyanın gözünde oldukça kötü bir imaja sahip olan Almanya, askerlerin keşfettiği bu rotayı bir turizm cenneti haline getirerek imajını düzeltmeyi hedefliyor. Günümüzde bu yolun senede yaklaşık üç milyon insanı ağırladığını düşünürsek açıkçası başarısız olduklarını da söyleyemeyiz. Bu yolculuğa çıkıp yeşil vadilerin eteklerine kurulmuş Alman kasabalarını görmeye başladığınızda neden romantik bir masalı andıran bu yolculuğa çıktığınızı daha iyi anlıyorsunuz. Diyebiliriz ki rota boyunca Almanların kültürel yapılarına ne kadar değer verdiğini ve koruduğunu görebiliyorsunuz. Orta Çağ bugün Avrupa’da karanlık dönem olarak da adlandırılıyor ancak kimse aynı dönem içerisinde ortaya çıkan ve insanlığa ışık olmayı başarmış sanat eserlerini, kitapları, mimariyi göz ardı etmiyor. Bu rota boyunca gezeceğiniz küçük Alman kasabalarında bir yandan Orta Çağ’ı baştan sona kuşatan gotik mimarinin minimal örneklerini görecek diğer yandan gündüz kuşağında aralanan sislerin yarattığı masalsı atmosferin tadına varabileceksiniz.

Romantik Yol’da Nereleri Görebilirsiniz?

Yolculuğun aslında oldukça uzun süreceğini belirtmemiz gerekiyor. Ancak biz sizler için tam anlamı ile bir sürpriz olmaması için romantik yol üzerinde görebileceğiniz yerleri çok kısa listeledik.

İlk Durak: Eltz Kalesi

Karanlık dönemin mimariye yansıyan yapısını merak ediyor musunuz? Romanlarda okuyup, filmlerde izlediğiniz gizemli şatoları yakından görmek istiyor musunuz? Romantik yolun hemen başında görebilme fırsatını yakalayacağınız Eltz Kalesi tam olarak bunları karşılayan bir yer. Görkemli şatonun büyülü atmosferi yolculuğunuzu çok daha ilginç bir hale getiriyor.

İkinci Durak: Heidelberg

Aslında belirtmek gerekir ki Heidelberg Romantik Yol güzergahına dahil bir rota değil. Ancak bu yolculuk sırasında Orta Çağ havasını en iyi şekilde yansıtan şehirlerden birine gitmemek olmazdı. Şehirde bulunan ve doğa ile kaynaşmış olan kasabalar dünyanın pek az yerinde görebileceğiniz türden. Taştan, donuk mimarileri ile kendinizi bir masalın içinde sanarak her an karşınıza çıkacak beyaz atlı prensi/prensesi bekleyebilirsiniz.

Üçüncü Durak: Hohenzollern

1800’lü yıllar içerisinde Prusya hükümdarının da ikamet ettiği bu kale bu güzergah üzerinde kesinlikle görülmesi gereken yerlerden bir tanesi. Çevresini sarmalayan karanlık ormanların puslu avlusunda kaybolan kale savunma amaçlı inşa edilmiş ve pek çok Alman soylusuna tarihi boyunca ev sahipliği yapmış. Kalenin dışarıdan görünüşünün gerçekten ürkütücü olduğunu bildirmekte fayda var. Ancak yolculuğa başladığınızdan bu yana süregelen gotik atmosferin de etkisi ile bu tarz mimari ile alışmış oluyor ve yabancılık çekmiyorsunuz.


Almanya’da Romantik Yol rotasını takip ederek harika bir seyahat geçirmek istiyorsanız bu yerlerin henüz bir başlangıç olmadığını anlamanız gerekiyor. Rota boyunca sayısız şato, tarihi hükümet binaları, renkli evlere sahip kasabalar, puslu, derin ve yeşil vadiler gibi birçok sürpriz ile karşılaşacağınızı bilmelisiniz. Romantik Yol boyunca yapılacak bir seyahatin en güzel yanlarından biri ise Romantik yol güzergahı boyunca rotanıza görmek istediğiniz birçok yeri ekleyebilir yada fazla zamanınız yoksa birçok yeri çıkarabilirsiniz. Ancak masalsı bir yolculuk olması açısından minumum beş günlük bir tatil planı ile özgürce rotanın her noktasını keşfetmenizi tavsiye ederiz.
Almanya’nın Romantik Yol güzergahında eşsiz bir seyahate çıkmak için yolculuğunuza NeredenNereye.com üzerinden en uygun uçak biletlerini satın alarak başlayabilirsiniz.

 

“Herkes kendi kaderinin demircisidir. (Jeder ist seines Glückes Schmied)”
–Alman Atasözü-

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen adınızı buraya girin