Takvimlerimizin kış mevsimini gösterdiği şu günlerde dünyanın yarısına soğuk hava etkileri hakim. Bu nedenle seyahat severler soğuk havalarda yapılacak etkinliklere daha çok ilgi gösteriyor. Her mevsim kendine ait eşsiz güzelliklere sahip. Sonbaharın hüzünlü görselleri, yazın insanı kıpır kıpır yapan sıcakları… Elbette kış mevsiminin de kendine ait pek çok güzelliği bulunuyor. Doğa bu konuda insanlara oldukça cömert davranmış diyebiliriz. Sağlığımız ise her mevsim dikkat etmemiz gereken yegane varlığımız. Peki hem bir sağlık aktivitesini hem de seyahati birleştirmeye ne dersiniz? Yakın zamanda Avrupa kıtasında herhangi bir noktaya seyahat etmeyi düşünüyorsanız, bu neden bir şifalı su kaynağı olmasın. Başta romatizmalı hastalıklar olmak üzere pek çok sağlık sorununa tedavi sunan termal kaynaklar hem ülkemizde hem de Avrupa’da oldukça yaygın diyebiliriz. Siz sevgili ziyaretçilerimiz için bu yazımızda Avrupa’nın şifa dağıtan iksirli sularını kısaca derledik. 

Kış mevsimi içerisinde soğuk havanın kendini olabildiğince hissettirdiği bir günde yeraltının derinliklerinden gelen sıcak suların iyileştiren, şifa veren enerjini almak, hele ki kar yağarken açık havada bedenimizi buharı tüten bu sulara bırakmak muhteşem. Arınma, şifa ve gençlik bedenimizin yenilenmesini ve tükenen enerjimizi yeniden kazanmayı ifade ediyor. Karlı ve soğuk kış günlerinde arınma, şifa ve gençlik deneyimi yaşamak isteyenler için bu felsefeyle yapılan termal su tatillerinin huzurlu, sakin enerjisi de çok güçlü oluyor. Elbette termal su kaynaklarının normalden farklı olarak içerdiği mineraller nedeniyle doğanın ellerinde oluşturulmuş olan doğal birer iksir olduğunu da unutmamak gerekiyor. Eğer her mevsimin tadını çıkarmayı seviyor ve her fırsatta kendinizi doğanın mucizevi ellerine bırakmayı seviyorsanız Avrupa’nın termal su kaynakları sizleri bekliyor diyebiliriz. 

The Blue Lagoon – İzlanda 

Söz konusu İzlanda olduğunda yalnızca bir termal su kaynağından bahsetmek haksızlık gibi görünebilir. İzlanda, soğuk iklimi ile ünlü olduğu kadar dondurucu kış soğukları içerisinde kendisini sıcacık şifalı sulara atan insanların görüntüsü ile de ünlü. Sıcaklık seviyesinin özellikle kış aylarında -40 dereceye kadar düşebildiği bu ülkede onlarca farklı termal su kaynağı bulunuyor. Bu nedenle soğuk kış aylarında ülkeye çok sayıda turist akın ediyor diyebiliriz. 

Blue Lagoon (Mavi Göl), jeotermal SPA, İzlanda’nın en çok turist alan noktalarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Bu konuda haksız bir övgüye de sahip değil. İzlanda’nın en çok ziyaret edilen noktalarından Reykjanes Yarımadası’ndaki Grindavik’te ve başkent Reykjavik’e 39 kilometre uzaklıkta bulunan bu termal kaynak gerçekten görülmesi gereken eşsiz bir güzelliğe sahip. Eski çağlardan bu yana yerel halk Blue Lagoon’da banyo yapmanın başta sedef hastalığı gibi cilt hastalıkları olmak üzere pek çok sağlık sorununa iyi geldiğine inanıyor. Lagünün banyo ve yüzme alanındaki su sıcaklığı ortalama 37 -39 derece arasında değişiyor. 

Cave Bath Miskolc – Macaristan 

Macaristan’da yer alan Cave Bath Miskolc, eşsiz bir termal kaynak olmasının yanı sıra dünyada mağara banyosuna olanak sağlayan dünyadaki iki noktadan biri olarak biliniyor. Bu noktalardan diğer ise Slovakya’da yer alan Skelene Teplice’te olarak biliniyor. Bu iki eşsiz noktadan birini seyahat ve mağara banyosu yapmak için tercih edebilirsiniz. Mağara termal kaynağında suyun ortalama sıcaklığı 30 derece olarak ölçülüyor. Diğer termal kaynaklar söz konusu olduğunda bu sıcaklık biraz düşük olabilir ancak gene de kışın soğuk havasında içinizi ısıtmaya fazlasıyla yetiyor. Cave Bath geçmişten günümüze yerel halk tarafından özellikle eklem ağrılarının tedavisinde kullanılıyor. Ayrıca sudaki tuz oranı oldukça düşük olduğundan bu termal kaynak içerisinde uzun saatler boyunca kalıp şifa bulmak mümkün. 

Szechenyi Thermal – Macaristan

Bu termal kaynak Avrupa’nın en büyük tıbbi hamamı olarak biliniyor. Biri 74, diğeri 77 derece olan iki kaynaktan akan suların eklem hastalıklarından ortopedik sorunlara kadar birçok hastalık üzerinde etkili olduğu saptanmış. Budapeşte’deki Şehir parkında karma bir banyo kompleksi olarak hizmet veren 18 havuzun tamamı termal sulardan oluşuyor. Buhar banyoları, dalma havuzları, fitness havuzu gibi bölümler yer alıyor. 

Terme di Saturnia – İtalya 

İtalya’nın en ünlü termal kaynaklarından biri olarak görülen Terme di Saturnia zengin mineralli suları ile ünlü. Burası için Toskana’nın meşhur kaplıca şehri deniyor. İtalya, Avrupa’nın en köklü geçmişe sahip şehirlerinden biri ve bu termal kaynaklar da buna paralel bir yapı sergiliyor. Termali besleyen kaynakların 3000 yıllık bir geçmişe sahip olduğu düşünülüyor. Eski Yunan ve Roma mitolojisinde Terme di Saturnia’nın tanrı Jüpiter’in attığı şimşekler tarafından oluşturulduğuna inanılıyor. 37 .5 derece kükürtlü ve zengin mineralli suları ile tam bir şifa kaynağı olan bu bölge İtalya’ya yolunuz düşerse mutlaka ziyaret etmeniz noktalardan bir tanesi. 

Karlovy Vary – Çek Cumhuriyeti 

İflah olmaz bir yeşil tutkunu musun? Eğer öyleyse Çek Cumhuriyeti’nde yer alan Karlovy Vary termal tam sizlere göre. Yemyeşil bir vadinin tam orta noktasında yer alan bu termal kaynak, şifalı suları ile olduğu kadar etrafını çevirmiş olan eşsiz doğa ile de ziyaretçilerini büyülüyor. Vadinin ortasından geçtiği, karakteristik mimarisi ile de dikkat çeken, küçük sevimli şehir, ününü sıcak şifalı sularına borçlu olarak görülüyor. Şehrin modern mimarinin bir ürünü olan yapılardan birinden fışkıran bir termal kaynak, 20 metre yüksekliğe kadar ulaşmayı başarıyor. Bölgede yer alan termal suların sıcaklığı 41 – 72 derece arasında değişiklik gösteriyor. Bölgenin ayrıca Türk halkı için de ayrıca bir önemi mevcut. 1918 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün de bölgeyi böbrek rahatsızlığı için  ziyaret ederek Carlsbad Plaza’da kaldığı biliniyor. Bugün hala Atatürk’ün kaldığı odayı görebilmek mümkün.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen adınızı buraya girin