Bugün rotamızı Karadeniz’e, Bartın iline bağlı eşsiz bir ilçeye Amasra’ya çeviriyoruz. Bugün sahip olduğu ismi yıllar içerisindeki değişiminin bir sonucu olarak kraliçe Amastris’den alan Amasra bir koya kurulmuş harika bir yerleşim yeri. Bu küçük, sevimli ilçenin tarihi geçmişine baktığınızda yalnızca günümüzde değil aynı zamanda tarihin erken dönemlerine kadar uzanan oldukça uzak bir geçmişte de insanlara ev sahipliği yaptığını görebiliyorsunuz. Hatta öyle ki, bugünkü yapılanması içerisin de yaklaşık 5 -6 binlik bir nüfusa sahip olan bu yerleşim alanı Roma döneminde yaklaşık 20 bin kişilik bir nüfusa ev sahipliği yapıyormuş. Kendine özgü eşsiz doğal güzellikleri bulunan bu kıyı kasabası orman ürünleri bakımından zengin olması nedeni ile geçmişinde ticaretin hayat bulduğu yerleşim merkezlerinden biriymiş.
Geçmişi boyunca Fenikeliler, Miletliler, Lidyalılar, Persliler gibi farklı medeniyetlerin himayesi altına giren Amasra özellikle Roma İmparataorlu’nun himayesi altına girdikten sonra daha çok bir dinsel merkez haline gelmiş ve bu nedenle de buraya olan yerleşim artmış. Dinsel bir merkez olmasının ardından bölgede ticari biraz zayıflamış olsa da daha sonrasında Anadolu Selçuklu Devleti, Amasra’yı himayesi altına almış ve bölgenin ticari hayatını eski haline kavuşturmayı başarmış. Tarih kitaplarının bize aktardığına göre belirli bir süre Cenevizli tüccarların elinde bulunan Amasra’nın güzelliği deyim yerindeyse Fatih Sultan Mehmet’i büyülemiş diyebiliriz. Cumhuriyet döneminin ardından iş imkanlarının azalması nedeni ile sürekli göç vermeye başlayan Amasra bu günlerde oldukça düşük nüfusa sahip olsa da özellikle Karadeniz turizminin son yıllarda parlaması ile birlikte kısa süreli tatil fırsatı yakalayan yerli turist için bir cazibe merkezi konumuna gelmiş durumda.
İçerikteki Konular
Amasra Kalesi
UNESCO Dünya Mirası Listesi için bekleyen Amasra Kalesi tüm bir şehre panoramik bakış atabileceğini nokta. Gezerken bir yandan şehrin tarihi hakkında bilgi edinirken bir yandan da fotoğraf makineniz ile bölgenin en güzel manzaralarını ölümsüzleştirebilirsiniz. Kale asıl olarak iki bölümden oluşuyor; Bunlardan biri Boztope’de yer alan “Somagir Kalesi” diğeri ise Amasra’daki Zindan Kalesi. Kalenin iki bölümden oluşmasının nedeni Boztepe’nin eskiden ayrı bir ada olması. Bu tarihi kale, Osmanlı, Roma, Bizans dönemlerinde şehrin savunması için aktif olarak kullanılmış.
Kemere Köprüsü
Kemere Köprüsü, Amasra’nın görülmeye değer noktalarından bir tanesi. Bu tarihi köprü Amasra’nın Boztepe bölgesini anakaraya bağlıyor. Ayrıca Amasra Kalesi kadar yüksek bir konumdan olmasa da sahip olduğu eşsiz manzara ile birlikte şehre panoramik bir açıdan bakış atmanızı sağlıyor. Mavi ve yeşilin oldukça ahenkli bir şekilde birbirine karıştığı bu yeri görmeden dönmemenizi tavsiye ederiz. Özellikle sabah erken saatlerde kalkmayı seviyorsanız gün doğumu ya da gün batımı ile birlikte kızıla boyanan güneşi köprü üzerinden izlemek ayrı bir zevkli.
Çekiciler Çarşısı
Amasra yolculuğunuzdan sonra bir yandan bölgeyi gezerken diğer yandan da geri dönüşünüz için sevdiklerinize ufakta olsa bir hediye almayı düşünüyorsanız Çekiciler Çarşısı’na uğramanız gerek. Harika el yapımı, oyma ürünlerin bulunduğu bu çarşının tarihi Osmanlı döneminde oymacılık sanatının yaygın olduğu yıllara dayanıyor. O zamandan günümüze değin yöre halkı bu geleneği asla terk etmemiş ve en değerli eserlerini bugün bile Çekiciler Çarşısı’nda ziyaretçilerine sunuyor. Osmanlı döneminden bu yana kızılağaç, ıhlamur, şimşir, ceviz gibi ağaçlardan parçalarla son derece titiz şekilde yapılan el emeği göz nuru bu eserler oldukça uygun fiyatlarla çarşıda sergileniyor. Bunca yolu geldikten sonra sevdikleriniz için bu şık oyma ürünlerden bir tane almadan dönmek olmaz elbette.
Köylü Pazarı (Galla Pazarı)
Amasra seyahatiniz salı ya da cuma günlerine denk geliyorsa şanlısınız. Bugünlerde Amasra merkezde “Kadın Pazarı” yöre ağzı ile “Galla Pazarı” kuruluyor. Galla Pazarı içerisinde yalnızca yöre halkından kadınların kendi üretimi olan organik ürünler satılıyor. Küçük olmasına karşın son derece renkli bir pazar olduğunu söylemek de fayda var. Pazarı gezerken yöre halkının sıcak ve samimi sohbetini kaçırmamakta da fayda var.
Amasra Müzesi
1884 yılında yapımına başlanan ancak yarım kalan binası ile dikkat çeken Amasra Müzesi seyahatiniz sırasında zaman ayırıp görmeniz gereken yerlerin başında geliyor. Gün boyu eşsiz doğasında sürdürdüğünüz gezintilerin yorgunluğunu artmak ve daha huzurlu bir ortamda dinlenirken bölgenin ve ülkenin tarihi hakkında bilmediklerinizi keşfetmek size oldukça iyi gelecek. Son derece uygun fiyatlara giriş yapabildiğiniz Amasra Müzesi’nde aileniz ile günün kısa bir bölümünü ayırarak keyifli bir vakit geçirebilirsiniz.
Amasra’yı daha yakından keşfetmek ve harika yöresel lezzetlerinin tadına bakmak için en uygun Amasra otobüs bileti NeredenNereye.com’da!