Gezegenimizin kaç yaşında olduğu hala bir tartışma konusu. Rakamı tam olarak bilemesek de bir hayli yaşlı olduğundan eminiz. İnsanlar ise gezegenin yaşına oranlandığında bir hayli kısa zaman dilimi içerisinde dünya üzerinde yer alıyorlar. Buna karşın bu kısa zaman dilimi içerisinde sayısız medeniyet, kültür oluşturmayı başarmışız. Her şeyin bir eksi noktası da bulunuyor elbette. Bu küçük mavi gezegen üzerinde sürekli artmaya devam eden insan sayısı gün geçtikçe kaynakları daha fazla tüketmeye devam ediyor.  Ne yazık ki, kaynakların bu denli savurgan harcanması neticesinde dünyanın insanlara sunduğu doğal güzelliklerin bir çoğu yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Eğer küresel ısınma ve diğer çevre felaketlerine karşı bir önlem alınmazsa bir çok bölgenin 2050’ye kadar yok olacağı saptandı. Biz de geç olmadan, dünyayı keşfetme arzusu ile dolu olan gezginler için 2050’ye kadar yok olma tehlikesi ile yüz yüze olan yerleri listeledik.

Kilimanjaro Dağı

Bilenler bilir, Kilimanjaro Afrika’nın göz bebeğidir. Bölgenin en yüksek dağı olan ve aynı zamanda bulunmaz bir ekolojik sistem sunan oluşum ne yazık ki günden güne eriyor. İnsanların oluşturduğu tahribat, ağaçların kesilmesi gibi etmenlerden dolayı gün geçtikçe daha da dibe çöken Kilimanjaro Dağı önlem alınmazsa 2050’ye kadar yeryüzünden silinebilir.

Nauru

Dünyanın en küçük ülkelerinden biri olan Nauru aynı zamanda harika bir doğal cennet. Ancak bu ada ülkesinde nüfus gün geçtikçe artıyor ve bununla birlikte küresel ısınma ile su seviyesi yükseldikçe ada okyanus suları altında kalabilir. Haritadan silinmeden önce Nauru’yu ziyaret etmekte fayda var.

Kiribati

Kiribati, güzel Hindistan cevizi ağaçları ve mercan adaları ile süslenmiş harika bir tropikal ada.  Ne yazık ki, dünyanın birçok bölgesi ile aynı kaderi paylaşıyor bu yer. Küresel ısınma dünyadaki su seviyesini yükselttikçe tropikal adalar yeryüzünden silinme tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor.

Marshall Adaları

Marshall Adaları mercan resifleri ile dünyanın en değerli noktalarından biri. Adalar eşsiz bir doğal güzelliğe sahip. Ne yazık ki, küresel ısınma sonucunda 2008 yılından günümüze Marshall Adaları 3 bölgesini kaybetmiş durumda. Böylesine harika bir yeri 2050’ye kadar ziyaret etmek şart.

Venedik

Dünyanın en romantik şehirlerinden biri olan Venedik’i duymayan yoktur sanıyorum. Sunmuş olduğu görsel şölen nedeni ile yıllar boyu sinema ve edebiyatın vazgeçilmez ortamlarından biri haline gelmiş durumda. Kendine has mimari yapılanması, kanalları ve sandalları ile dünyanın ilgisini kendisine çeken bu şehirde ne yazık ki, yıldan yıla sellerin şiddeti artıyor ve şehir sular altına gömülüyor.

Kutuplar

Biliyorsunuz Kutuplar dünyamızın iklim dengesi için son derece büyük bir önem arz ediyor. Dünyamızın bu soğuk kısmı ne yazık ki, fosil yakıtlar nedeni ile ısınan havanın bir sonucu olarak günden güne erimeye devam ediyor. Devasa buz kütlelerinin erimesi kutuplardaki yaşam alanını kısıtlarken dünyanın farklı noktalarındaki coğrafyaların sular altında kalmasına neden oluyor.

Carteret Adaları

Papua Yeni Gine yakınlarında bulunan Carteret Adaları küresel ısınmanın sonuçlarından fazlası ile etkilenen noktalardan bir tanesi. Adalar yalnızca sular altında kalmıyor aynı zamanda yerel halkı fırtınalar, şiddetli yağmurlar, tuzlu suların toprak yapısını bozması ile de mücadele etmek zorunda.

Solomon Adaları

Solomon adaları toplamda 1.000 adadan oluşan tropikal bir bölge. Bu eşsiz alan mercan adaları ve benzersiz sualtı dalış noktaları ile dünyanın her yerinden ziyaretçileri kendisine çekiyor. Ne yazık ki bu güzel adalar, yükselen deniz seviyesi, erozyon, toprak yapısının bozulması gibi birçok doğal felaket ile boğuşuyor ve her geçen gün yeryüzünden siliniyor.

Maldivler

Maldivler hepimizin bildiği üzere dünyanın en değerli turizm noktalarından bir tanesi. Ancak binlerce adadan oluşan bu bölgenin deniz seviyesinden yüksekliği yalnızca 1.8 metre kadar. Adaların kısa süre içerisinde okyanus sularının altında kalacağı aşikar. Bu nedenle hükumet yetkilileri farklı noktalardan toprak satın almaya başlamış bile.

Glacier Milli Parkı

Glacier Milli Parkı adından da anlaşılacağı gibi devasa buzul kütleleri ile ünlü bir park. Koruma altında olan bu alan ne yazık ki küresel ısınmanın etkilerinden kaçamıyor. Bu nedenle onu ünlü hale getiren devasa buzul kütleleri her geçen gün erimeye devam ediyor. Uzmanlar bu şartlar altında devam ederse milli parkın 2020 – 2025 yılları arasında tüm buzul kütlelerini kaybedeceğini belirtiyor.

Listemizde yer alan bölgeleri hala zamanınız varken ziyaret etmek için yolculuğa NeredenNereye.com üzerinden alacağınız bir uçak bileti ile başlayabilirsiniz.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen adınızı buraya girin