Toronto, dünyanın suç oranı en düşük ülkelerinden biri olan Kanada’nın Ontario Eyaleti’nin başkenti ve en kalabalık şehri olarak karşımıza çıkıyor. Kanada nüfusunun çok büyük bir kısmı göçmenlerden oluşuyor, bu durum Toronto için de farklı değil. Ülkenin en büyük ticaret merkezlerinden biri olan bu kentte çok sayıda göçmen yaşıyor. Şehrin 6 milyondan fazla olan nüfusunun yüzde 50’den fazlasının göçmen olduğu biliniyor. Kentin büyük bir bölümünde kendi kültürünü biraz olsun yaşatmak isteyen göçmenler tarafından göçmen mahalleleri kurulmuştur. Kozmopolit yapısına karşın dünyanın suç oranı en düşük şehirlerinden biri olan Toronto son derece huzurlu ve güvenli bir seyahat noktası olarak biliniyor. 

Toronto, Kanada’nın en büyük kültür merkezlerinden biri olarak da biliniyor. Son derece renkli olan demografik yapısı nedeniyle yılın farklı zamanlarında birbirinden renkli festivallere ev sahipliği yapıyor. Festivaller, sergiler, sanat etkinlikleri derken kentte oldukça fazla hareketliliğe tanıklık edebiliyorsunuz. Aynı zamanda eğlence hayatı olarak son derece gelişmiş bir şehir. Seyahatiniz sırasında gününüzü kentin önemli merkezlerini gezerek geçirirken gecelerinizi de birbirinden renkli eğlence merkezlerinde geçirebilirsiniz. Kentin bu denli hareketli olması ekonomisini de yakından ilgilendiriyor. Ülkenin ekonomi merkezlerinden biri olan bu kentin göçmenler tarafından sıkça tercih edilmesinin nedeni güçlü ekonomisi ve sağladığı iş fırsatları olarak görülüyor. NeredenNereye.com ailesi olarak siz gezginler için Toronto ziyaretiniz sırasında mutlaka görmeniz gereken beş yeri kısaca listeledik. 

Birlik İstasyonu 

Yapımı 1914 yılında başlanan bu istasyon, Toronto’nun en güzel mimari yapılarından biri olarak kabul ediliyor. Kentin tam merkezinde yer alan Birlik İstasyonu, ana salonu, kemerli süslemeli tavanları ve harika aydınlatmaları ile ziyaretçilerin yoğun ilgisini çekiyor. Aynı zamanda mimari açıdan Art Deco tarzının bilinen en güzel örneklerinden biri olarak kabul ediliyor. Yapımına başlanılan 1914 yılında patlak veren I. Dünya Savaşı nedeniyle malzeme sıkıntısı ortaya çıkmasından dolayı, istasyon yapımı 1927 yılına kadar uzamış. Hizmete açıldıktan sonra yoğun ilgi görmesinin ardından yapı 1975 yılında ulusal tarih alanı olarak ilan edilmiş. Her gün yaklaşık 300 bin ziyaretçiye ev sahipliği yapan Birlik İstasyonu, Kanada halkı için büyük önem taşıyor. 

Casa Loma 

Harika mimari yapısı ile ilgi çeken bu şato Sir Henry Pellatt tarafından yaptırılmış. İsmi “Zengin bir adamın çılgınlığı” anlamını taşıyor. Bu şato tartışmasız Kanada’nın en değerli mimari eserlerinden biri olarak gösteriliyor. Henry Pellat’ın eşi için yaptırdığı bu şato 1917 yılında yapılmış olmasına karşın o dönem için bile 3.5 milyon gibi bir maliyet ortaya çıkmış. Dönemin para piyasası düşünüldüğünde isminin neden bu anlamı taşıdığını anlamak pek de zor olmuyor. 17. yüzyıl mimarisinin etkisinde kalınarak yapılmış bu şato, bacaları, kuleleri, tünelleri ve oldukça gizemli görünen gizli geçitleri ile ziyaretçilerden büyük ilgi görüyor. Şatonun içerisinde bugün hala görebildiğiniz özenle seçilmiş mobilyalar için yaklaşık olarak 2 milyon dolar harcandığı düşünülüyor. 

Gooderham Binası 

1892 yılında David Roberts tarafından yaptırılan bu yapı ilk döneminde Gooderham ailesi tarafından içki fabrikası olarak kullanılmış. Kuzey Amerika’da düz demir tarzında yapılan ilk eser olması nedeniyle ilk başlarda içki fabrikası olarak kullanılan bina zamanla Toronto’nun sembolik mimari eserlerinden biri konumuna gelmiştir. Yapı günümüzde hala aktif olarak kullanılıyor. Bina içerisinde bugün Kanada’nın sayılı firmalarının ofisleri yer alıyor. 2011 yılında 15 milyon dolar gibi bir rakama satılan bina, kent ziyaretçilerinin en fazla fotoğraf çektikleri alanlardan bir tanesi. 

Ontario Parlamentosu 

Queen’s Park olarak da bilinen Parlamento Binası alanı, Toronto’nun en renkli noktalarından biri olarak biliniyor. Bina 1800’lü yıllardan bu yana aktif olarak kullanılan bir eser. Bu nedenle tarih meraklılarının dikkatini çekiyor ve ziyaretçiler için günlük 30 dk olacak şekilde bina içerisine turlar düzenleniyor. Ancak, önünde yer alan devasa yeşil alan Ontario Parlamentosu’nun bu denli ünlü olmasının asıl nedeni diyebiliriz. Gün içerisinde ve özellikle yaz ayları boyunca ziyaretçi akınına uğruyor diyebiliriz. Güneşlenen insanlar, sokak lezzetleri için açılan tezgahlar, parkta düzenlenen etkinlikler burayı bir şenlik havasına sokuyor. Kentin en renkli alanlarından biri olarak gösterilen bu bölge Toronto ziyaretiniz sırasında mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri olarak gösteriliyor. 

Aziz James Katedrali 

Bir Anglikan kilisesi olarak tamamen ahşap malzeme kullanılarak inşa edilen bu yapı ilk dönemlerinde bir ibadethane olarak kullanılmasına karşın 1812 yılında çıkan savaş nedeniyle hastane olarak kullanılmaya başlanmıştır. Savaş sonrasında hizmete devam eden bu yapı ne yazık ki; sıkça çıkan yangınlardan mustarip olması nedeniyle tamimiyle taş malzemelerden tekrar yapılmıştır. Bu nedenle bugün binanın orijinal şeklini görmek mümkün değildir. 1849 yılında yeniden yapılmaya başlanan yapı için tarihi değerinden ötürü bir yarışma düzenlenmiş ve en iyi mimari tasarımın yapı için uygulanmasına karar verilmiştir. Yarışmayı Gotik Revival tarzında bir projenin kazanması ile katedral bu tarzda yeniden inşa edilmiş ve son olarak günümüzdeki şeklini almıştır. Toronto’nun en eski yapılarından biri olarak mutlaka görmeniz gereken noktalarından biri olarak değerlendirilmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen adınızı buraya girin