Bazen bir kitap, bazense bir film… Özellikle sonbaharın esintilerini iyiden iyiye hissettiğimiz şu günlerde içimizi ısıtan en büyük hediyelerden biri olabilir. Her fırsatta seyahat etmeye fırsat bulamıyor olsak da iyi bir kitap ya da film içimizi yollara düşme arzusu ile doldurabilir. Neyse ki, sinema sanatı bunun başarılı örnekleri ile dolu. Sonbaharın kasvetli havasından sıyrılarak içimizi seyahat etme arzusu ile dolduran 10 harika filmi NeredenNereye.com ailesi olarak sizler için kısaca listeledik. 

1 . İnto the Wild – Özgürlük Yolu

Christopher McCandless, üniversiteden mezun olduktan sonra hayatın beraberinde getirdiği iş, aşk, para gibi sorumlulukların tümünden sıyrılmak için sevdikleriyle geri dönülmez şekilde vedalaşıyor. Kimilerine göre trajik sayılabilecek bu film, neredeyse tüm seyahat konulu filmler listesinde yer alıyor. Bizi modern dünyaya bağlayan her şeyden vazgeçişin ve kendi istediğimiz yolu çizmenin muazzam bir örneği olan bu yapıt hayatınızı sorgulamanıza neden olabilir. Birbirinden harika doğa görüntüleri nedeniyle sinematografik açıdan da son derece değerli olan bu film izlenecekler listesinde mutlaka yer almalı. 

2 . Before Sunrise 

8.1’lik İMDB puanı ile kalitesi hakkında ufak bir fikir edinmemizi sağlayan bu film aynı zamanda romantizmin de başyapıtlarından biri olarak görülüyor. Fransız bir yüksek lisans öğrencisi ile Amerikalı bir gezginin tesadüf eseri trende tanışmalarının ardından olaylar gelişiyor. Yalnızca bir günü anlatan bu harika filmde diyaloglar son derece yerli yerinde ve anlamlı. Muhteşem şehir atmosferi arka planda, karakterlerimiz hemen hemen her konuşması ile bizlere hayatı ve aşkı sorgulatıyor. 

3 . Roma Tatili – Roman Holiday

Yaşı gereği hayatın tadını çıkarmak ve saray protokollerine uymak arasında ikilem yaşayan genç bir prensesin hikayesini anlatan bu filmde dönemin en gözde oyuncuları oynuyor. Avrupa turunda, Roma’ya gelindiğinde bir gece habersizce kaçan prenses kaderin bir cilvesi olarak genç ve yakışıklı bir adam tarafından bulunur. Genç adamın şehrin en önemli gazetecilerinden biri olması nedeniyle olaylar çok daha karmaşık hale gelir. Muhteşem roma manzaraları eşliğinde farklı dünyaların aşkını işleyen bu klasik film romantizm ve eğlence dolu harika dakikalar vaat ediyor. 

4 . Temmuz’da – Im Juli 

Daniel, çevresindeki neredeyse kimse tarafından ciddiye alınmayan sessiz, sakin yaşantısı ile dikkat çeken bir öğretmendir. Hayatına biraz olsun renk katmak için aşkı arayan Daniel, onun falına bakarak yakın zamanda aşkı bulacağına dair Juli tarafından ikna edilir. Aşkı bulmak için Türk kızı Melek’in peşine düşen Daniel ve Juli yaşadıkları inanılmaz yolculuğun yanı sıra kendi iç dünyalarına da bir yolculuğa çıkıyor. Öyle ki, Almanya’dan Ortaköy’e uzanan bu aşk hikayesi boyunca gerçek aşka ve insanın arayışına dair muhteşem bir yolculuk izliyorsunuz. Filmin samimi ve esprili bir hava içerisinde olması nedeniyle seyir boyunca yüzünüzden gülümseme eksik olmuyor. 

5 . Gezgin Pantolon Kardeşliği -The Sisterhood of the Traveling Pants

Gençlik filmleri genelde klişe senaryoları ve basit anlatımları nedeniyle belirli bir yaşın üzerine hitap etmez, bu nedenle de sinema kültüründe kendine fazla yer bulamaz. Ancak, Gezgin Pantolon Kardeşliği bir insanın hayatının son anına kadar ihtiyaç duyacağı dostluk bağlarını en iyi şekilde anlatan filmlerden biri olarak biliniyor. Bu nedenle yayınladığı dönemden günümüze en sevilen gençlik filmlerinden biri olarak anılıyor. Film doğduklarından beri hiç ayrılmayan 4 arkadaşın, farklı bedenlerde olmalarına karşın aldıkları bir pantolonun hepsine uyuşmasıyla birlikte bunu bir sihir olarak nitelendirmeleri ile başlıyor. İlk kez ayrı geçirecekleri yaz tatilinde ise bu pantolonun önemi son derece büyük olacak…

6 . Aşka Yolculuk – Leap Year 

Film aynı zamanda “Artık Yıl” olarak da biliniyor. Eski bir İrlanda geleneğini konu alan bu film, erkek arkadaşı tarafından bir türlü evlilik teklifi alamayan bir kadının, İrlanda’da 29 Şubat’ta kadınların evlilik teklifi edebilmesine olanak tanıyan bir geleneğe umut bağlayarak yolculuğa çıkmasını konu alıyor. Elbette bu yolculuk kahramanımızın kendini ve aşkını sorguladığı, hayattan yeni cevaplar aldığı bir yolculuk bizlere sunuluyor. 

7 . Thelma and Louise 

Thelma ve Louise hiç şüphesiz modern sinema tarihinin en ikonik yolculuk filmlerinden biri olarak biliniyor. Öyle ki, kendisinden sonra gelen birçok filmde iki arkadaş arasındaki dostluğa ve yolculuklarına gönderme yapılıyor. Hayatlarından sıkılan iki kadın olan Thelma ve Louise bir şekilde kendilerini bir hafta sonu kaçamağının içerisinde buluyor. Ancak bu basit fikirli hikaye ilerledikçe muazzam bir yol hikayesine dönüşüyor. 

8 . Şimdi Ya Da Asla – The Bucket List

Milyoner şirket sahibi Edward Cole ile işçi sınıfına mensup araba tamircisi Carter Chambers, iki farklı dünyanın insanıdır. Ancak tesadüf eseri karşılaşan bu iki insan hayatlarının son döneminde yaşamlarının eksik yanlarını görürler. İki arasında başlayan dostluk onları ölmeden önce denemek istedikleri her şeyi bir listeye dökmeye itecektir. Böylece serüven başlar, iki yolculuk boyunca giderek daha sıkı alan bir dostluk kurmakla birlikte hazırladıkları listeyi bir bir yerine getirir. İzleyebileceğiniz en samimi filmlerden biri olan The Bucket List özellikle umutsuz olduğunuz zamanlarda hayata çok daha farklı bir pencereden bakmanıza olanak sağlayacak. 

9 . Tibet’te Yedi Yıl – Seven Years in Tibet

Avusturyalı Heinrich Harrer, II. Dünya Savaşı yıllarında ülkesinden uzaklaşarak Himalayalar’a gider. Böylece basit bir seyahat ile hikayemiz başlamış olur. Tüm planlarının aksine gerçekleşen olaylar neticesinde Tibet’te 7 yıl kalmak zorunda kalan gezginimiz bu serüven boyunca dünyaya bakışını temelden değiştiriyor. Ardı ardına gerçekleşen olaylar sırasında arka planda sürekli akan Asya doğasının muhteşem manzaraları sizleri büyülüyor. 

10 . Barselona, Barselona – Vicky Christina Barcelona

Nasıl New York City, Usta yönetmen Woody Allen’ın Manhattan’ının fonu olmuşsa, hayrete sürükleyici Barcelona kenti de Vicky ve Cristina’nın romantik serüvenlerinin sahnesine dönüşüyor. Bu iki genç Amerikalı İspanya’da bir yaz geçirirler ve gösterişli bir sanatçı (Javier Bardem) ve onun güzel fakat dengesiz eski eşi (Penélope Cruz) ile tanışırlar. Ancak, her yolculuk hikayesinde olduğu gibi olaylar asla planlar dahilinde gerçekleşmez. Yolları kesişen insanlar arasında ortaya çıkan karmaşık ilişki ağı ve eşsiz İspanya manzaraları bu filmi izlemeye değer kılıyor. 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen adınızı buraya girin