Seul, özellikle son 20 yıl içerisinde inanılmaz bir gelişim gösteren ve kendine hayran bırakan Güney Kore’nin başkenti olarak karşımıza çıkıyor. Başkent olmasının yanı sıra ülkenin en renkli kentlerinden biri olarak Uzak Doğu’nun en fazla ziyaretçi alan şehirlerinden biri olarak bizlere kapılarını açıyor. Teknolojinin kalbinin attığı noktalardan biri olması, renkli yaşantısı, farklı kültürü ile ziyaretçilerin ilgisini üzerine çeken kent dünyanın en kalabalık 13. şehri olmasının yanı sıra dönem dönem yaşadığı turist patlamaları ile nüfusunu katlıyor. Yapılan son demografik çalışmalara göre on milyon üzerinde nüfusu bulunan Seul kenti tüm bu özelliklerinin yanı sıra Uzak Doğu’nun köklü tarihe geçmişe sahip şehirlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Günümüzün en modern şehirlerinden biri olan Seul, gelişim süreci boyunca tarihi dokularını son derece başarılı şekilde korumuş noktalardan biri. Bu nedenle ziyaretçilerini kendine hayran bırakmayı başarıyor. Sizler için Seul kentinde mutlaka görmeniz gereken harika noktaları kısaca derledik.
İçerikteki Konular
Changdeokgung Sarayı
Joseon Hanedanı tarafından yapılan bu saray, ülkenin bilinen en büyük 5 sarayından bir tanesi. Muhteşem mimari yapısı ve döneminin en gelişmiş imkanları nedeniyle hanedan üyesi olan çok sayıda prens tarafından yerleşim yeri olarak kabul edilmiş. Saray, geçmişten günümüze Kore kültürünün en değerli sanat yapılarına ev sahipliği yapmış. Bu nedenle bu turistik mekana gerçekleştirdiğiniz ziyaret sırasında detaylı bir gezi ile birlikte ülkenin sanat anlayışına yakından tanıklık edebilirsiniz. Sayısı kesin olmamakla birlikte bugün saray içerisinde özellikle ülkenin modern dönem sanat anlayışını yansıtan çok sayıda eşsiz eserin yanı sıra hatırı sayılır miktarda tablo ve heykel de yer alıyor. Turizm otoriteleri tarafından Seul’un mutlaka görülmesi gereken noktalarından biri olarak gösterilen bu saray, bol bol fotoğraf çekerek anılarınızı ölümsüzleştirmek isteyeceğiniz harika bir mimari yapı.
Deoksugung Sarayı
Bu saray Kore ve Seul açısından oldukça önemli mimari eserlerden biridir. Seul’un en işlek caddesinde yer alan ve taş duvarları ile ünlü olan bu saray, ülkenin batılı tarzda inşa edilmiş en önemli eseri olarak görülüyor. Neredeyse tamamı Uzak Doğu kültürünü yansıtan bir ülkede batı tarzında böylesine görkemli bir şekilde inşa edilmiş bir saray hali ile diğerleri arasında sıyrılmayı başarıyor. Batı mimarisinin neredeyse tüm inceliklerini görebileceğiniz bu saray ülke geneline hakim olan yapının aksine görüntüsü ile ziyaretçilerin dikkatini çekiyor. Deoksugung Sarayı, zarif taş duvarları ile Kore’nin en görkemli yapılarından biri olarak dikkat çekiyor. Mimari yapısının yanı sıra, yakın dönem imparatorluk mensuplarının ikamet için sıklıkla tercih ettiği bu yapı aynı zamanda köklü bir tarihi geçmişe de sahip. Saray içerisinde bir de Japon sanat galerisi yer alıyor. Oldukça değerli eserlere ev sahipliği yapan sergi, dünyanın dört bir yanından gelen sanat tutkunlarını büyülemeyi başarıyor.
Seul Kulesi
Modern Kore’nin sembol yapılarından biri olan Seul Kulesi, ülkenin en değerli modern mimari eserlerinden biri olarak görülüyor. Son derece yüksek bir rakıma tırmanan yüksekliği nedeni ile Seul Kulesi, kentin en muhteşem manzarasını ayaklarınıza getiriyor desek hiç de abartmış olmayız. Bu nedenle bu turistik merkezi ziyaret ederken yanınızda akıllı telefonlarınızı ya da fotoğraf makinelerinizi bulundurmanızı mutlaka tavsiye ederiz.
Seul Kulesi, modern mimarinin en güzel örneklerinden biri olmasının yanı sıra kentin en hareketli turizm noktalarından biri olarak biliniyor. Yıl içerisinde Kore’de düzenlenen pek çok önemli etkinliğe ev sahipliği yapan kule içerisinde yer alan son derece kaliteli restoranlar ile Kore mutfağının ve dünya mutfağının enfes lezzetlerini seyahatiniz sırasında ayaklarınıza getiriyor. Aslında iletişim ve gözlem amacı ile 1980 yılında açılan bu kule zaman içerisinde amacının dışına taşarak bugün ülkenin sembolik yapılarından biri olmuş ve dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilere kapılarını açmış.
Bongeunsa Tapınağı
Bongeunsa Tapınağı, Budizm dinin günümüzdeki en önemli konumlarından biri olarak görülüyor. Tarih kesin olarak bilinmese de yapılan çalışmalarla 794 senesinde inşa edildiğine inanılan bu tapınak, Seul’un en eski tarihi yapılarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Günümüzde kentin önemli turistik noktalarından biri olarak karşımıza çıkan bu yapının bir Budist kesişine adandığı biliniyor. Tapınak içerisinde klasik Kore mimarisinin zarif ve sade çizgilerini görmek mümkün. Bununla birlikte harika kabartmalar, ince çizgiler ile süslenmiş duvarlar, son derece zarif botanik yapılanması görenleri hayran bırakıyor. Eğer farklı dinlere ve dinler tarihine karşı bir ilgi besliyorsanız Bongeunsa Tapınağı, Kore’de ziyaret edebileceğiniz en önemli turistik noktalardan bir tanesi.
Seodaemun Hapishanesi
1907 yılında yapılan bu Hapishane, Kore’nin yakın dönem tarihine tanıklık eden aynı zamanda manevi bir değeri bulunan en önemli yapılardan biri olarak görülüyor. Savaş döneminde Kore’de yer alan özgürlük aktivistlerinin kapatıldığı bu hapishane II. Dünya Savaşı sonunda Japonya’nın teslim olmasının ardından kapatılmış ve kısa bir süre sonra bir gezi noktasına dönüştürülmüş. Günümüzde müze olarak kullanılan Seodaemun Hapishanesi içerisinde bugün son derece değerli tarihi eserler yer almaktadır.
Seodaemun Hapishanesi yapılmadan önce Seul’de ceza sistemine dair neredeyse hiçbir yapının bulunmaması nedeniyle hapishane zamanla Kore halkı için önemli bir özgürlük sembolü haline gelmiş. Yapı, 15 bölümden oluşuyor ve bu yapıların 7 tanesi tarihi bir merkez olarak kabul ediliyor. Ne yazık ki; Kore halkının dramatik geçmişine tanıklık eden bu yapı içerisinde çok sayıda Kore ölmüş ya da idam edilmiş. 1995 senesinde restorasyon ile yeniden düzenlenen hapishane Kore’de özellikle yakın dönem tarihine ilgi duyan ziyaretçilerin mutlaka görmesi gereken noktalardan biri olarak kabul ediliyor.
