Ohri Gölü, Makedonya’nın Ohrid kentinde yer alıyor ve Avrupa’nın en eski, en derin göllerinden bir tanesi. Binlerce hatta milyonlarca yıllık bir jeolojik geçmişin ürünü bu göl bölgenin en önemli göllerinden bir tanesidir. Gölün kenarında kurulu olan yerleşim merkezlerinden en büyük olanı Ohrid’tir. Bu eşsiz manzaralar ile süslenmiş gölün Avrupa’nın en eski ve en derin göllerinden biri olduğunu söylemiştik. Tepeden baktığınızda bu kentin ve göl çevresinin seyahatiniz boyunca içinizi aydınlatacak olduğundan bir şüphe duymuyorsunuz. Yapılan yerleşime rağmen göl çevresinin doğal tabiatı son derece özenli şekilde korunmaya çalışılmış.

Derinliği yaklaşık olarak 286 metre kadar olan Ohrid, sahip olduğu berrak suları ile ünlü bir yer. Hatta öyle ki bu özelliği ile dünyanın en berrak sularına sahip gölleri listesinde dördüncü sırada yer alıyor. Evet, her ne kadar duyduğunuzda biraz garip geliyor olsa da böyle bir liste var. Gölün çevresine kurulan yerleşim merkezinde ise yaklaşık olarak altmış bin insan yaşıyor. Yerel halkın son derece yardım sever olduğundan söz edebiliriz. Elbette ki seyahat edenlerin ilk aklına gelen soru Ohrid Gölü’ne nasıl ulaşım sağlayabilecekleri oluyor. Ohrid gölüne Üsküp üzerinden karayolu aracılığı ile ulaşım sağlamanız mümkün. İki nokta arasında yaklaşık olarak 121 km’lik bir mesafe bulunuyor. Yaklaşık üç saatlik bir yolculuk sonucunda sizleri berrak suları ile karşılayan, derin düşünceleriniz kadar derin olan bu koyu mavi göle ulaşabiliyorsunuz.

Efendim, dünya üzerindeki güzel tatil mekanlarının ve değerli noktalarının UNESCO korunma listesine alınmasından anladığımız gibi Ohrid bölgesinin bu listeye dahil edilmesinden de bölgenin ne denli güzel olduğunu anlayabiliyoruz. Yolculuğunuz bittikten sonra karşınıza ilk çıkan manzara karşısında uygulamanın ne denli haklı olduğunun farkına varıyorsunuz. Özellikle Ohrid Gölü’ne yaklaştığınız ilk dakikalarda yol üzerinden –geldiğiniz tepelerden- özellikle sabah saatlerinde yolculuk yapanlar için henüz doğan güneşin enerjik ışıkları, berrak suların üzerinde eşine az rastlanır bir manzara tablosu çiziyor. İnsan dünyanın bu denli güzel noktalarından, doğanın binlerce yıllık insanlığa milyonlarca yıl öncesinden bıraktığı miraslara baktığının en büyük sanatçılardan birinin doğanın kendisi olduğunu çok daha iyi anlayabiliyor. İnsanlar bu denli güzel bir yeri tarihin ilk dönemlerinden bu yana keşfetmiş olacaklar ki, Ohrid Gölü çevresinde yapılan arkeolojik çalışmalar sonucunda bölgenin yaklaşık olarak altı bin yıllık bir geçmişe sahip olduğu ortaya çıkarılmış. Bölgede hüküm süren ilk uygarlık Frigler olsa da zaman içerisinde pek çok kez el değiştirmiş elbette ki.

Türkiye’den Ohrid’e gittiğinizde pek çok tanıdık eser görmeniz de mümkün. Bu bölge tarihin belirli bir döneminde Osmanlı imparatorluğunun kontrolü altında bulunmuş. Şehirde günümüzde on tane cami ve bir tekke bulunmaktadır. Ayrıca günümüz şehrinde sokakların taşlarla işlenmiş şekilde olması da Osmanlı döneminden kalan güzel miraslardan bir tanesidir. Bunun yanında şehir geçmişi boyunca Hristiyanlık dini için de önem atfeden yerlerden bir tanesi olmuştur. Ohrid şehrinin yaklaşık olarak altı bin yıllık bir geçmişinin bulunduğunu söylemiştik. Her ne kadar göl gezisinden bahsediyor olsak da Ohri Gölü’ne kadar gelmişken bu ufak şehri de gezmek yapacağınız en güzel şeylerden bir tanesi olacaktır. Şehrin köklü geçmişine bağlı olarak içerisinde pek çok gezilecek ve görülecek yer bulunmaktadır. Göl çevresinde yüksekliği ve göle tepeden bakan yapısı ile sizlere harika fotoğraflar çekmeniz için eşsiz manzaralar sunacak olan eski kaleye giderek şehir gezinize başlayabilirsiniz. Gölün üzerine yansıyan güneş kızıllığının içinizi ısıtması için güneşin batmaya yaklaştığı saatlerde bu kaleyi ziyaret edebilirsiniz. Aynı zamanda Ohrid içerisinde yaklaşık olarak kırk tane tarihi kilise bulunmaktadır. Bunların her birini gezmek tatil süresi sınırlı olanlar için pek mümkün değil elbette ki. Yalnızca üzerinde gördüğünüz birkaç tanesini ziyaret ederek vakit geçirmeniz yerinde olacaktır. Göl manzaraları ile dini motiflerin birleştiği bu noktalar farklı perspektiflerden olan bakışınızı değiştirebilir. Bütün kiliseleri gezmek yerine yalnızca belli başlı birkaçını gezmek hiç sıkıntı değil. Çünkü şehirde kiliselerin tamamına yakını aynı dönemde yapılmış ve mimari yapılarını birbirine oldukça benzer.

Ohrid’te yemek için yöresel lezzetlerini gayet güzel icra eden birçok sahil restoranı bulunuyor. Bunlar hemen hemen aynı yapıda olduğu için özellikle deniz ürünleri ile güzel yemekler geçirebilirsiniz. Ancak hatırlatmakta fayda var, Ohri Gölü’nde balık tutmak kesinlikle yasak. Ayrıca, “Jolte” adı verilen yerel bir rakı çeşitleri bulunuyor. Buradaki restoranlarda bu bizdeki oranla daha hafif olan bu içkiyi deneyebilirsiniz.

Dünya’da ender bulunan güzelliklere sahip Ohri Gölü’nü vakit kaybetmeden ziyaret etmek için en uygun uçak biletlerini NeredenNereye.com üzerinden satın alabilirsiniz.

“Hayat bir kitaptır ve gezip görmeyenler hep aynı sayfayı okur.” St. Agustine

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen adınızı buraya girin