Nevşehir, hiç şüphesiz Türkiye’nin yüzyıllardan bu yana en önemli yerleşim noktalarından biri olan ve bu nedenle eşi bulunmaz bir tarihe ev sahipliği yapan bir şehri. Bu özelliği ile yalnızca ülke içerisinde değil yurt dışında da son derece önemli. Tarihin kalbinin attığı bu şehir her yıl yerli ve yabancı olmak üzere milyonlarca turiste kapılarını açıyor.
Nevşehir, doğa ananın kendisine armağan ettiği kolay işlenebilir jeolojik yapısı nedeni ile Anadolu tarihinin ilk dönemlerinden itibaren yerleşim için en çok tercih edilen noktalardan bir tanesi olmuş. Bu nedenle günümüzde muazzam bir tarihi geçmişe ev sahipliği yaparken aynı zamanda dünyada bir eşine daha rastlanması mümkün olmayan jeolojik yapısı ile insanları kendine hayran bırakıyor. Yapılan arkeolojik araştırmalar göstermiştir ki; bu şehirde ilk yerleşimlerin tarihi M.Ö 7000’li yıllara kadar uzanmaktadır. Nevşehir’de yer alan ve şehrin tartışmasız sembolü haline gelmiş olan Kapadokya, Farsça’da “Güzel Atlar Ülkesi” anlamına gelmektedir. Nevşehir, tarihi boyunca Hititler, Frigler, Asurlar, Persler, Romalılar, Selçuklular ve Osmanlılar gibi birbirinden farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. M. S 3. yüzyıldan itibaren bölgeye yerleşen Hristiyanlar ile birlikte Nevşehir Hristiyanlığın önemli bir merkezi olmuş ve bu nedenle bölgede çok sayıda kilise, ibadethane inşa edilmiştir.
Asurlar döneminde, “Katpatuka” ismi ile anılan Nevşehir, 1071 tarihinde Anadolu’nun kapılarının Türklere açılması ile birlikte “Muşkara” ismini almış ve son olarak 1725 tarihinde Nevşehir olarak isimlendirilmiştir. Eşsiz jeolojik yapısı ile olduğu kadar muazzam tarihi ile de insanları büyüleyen Nevşehir’in 7 harika tarihi noktasını sizler için derledik.
İçerikteki Konular
1 . Uçhisar Kalesi
Özellikle gün batımında yakaladığı muhteşem manzarayı görmek için insanların sıkça ziyaret ettiği Uçhisar Kalesi şehir merkezine yalnızca 5 km uzaklıkta yer alıyor. Şehrin harika manzarasını olabildiğince geniş açı ile izleyebileceğiniz Uçhisar Kalesi, Nevşehir’de görülen ilk yerleşimlerden itibaren kullanılmaya devam edilmiştir. Şehirde hüküm sürmüş farklı medeniyetlerden izler taşıyan Uçhisar Kalesi, günümüzde içerisinde yer alan butik pansiyonlar ile birlikte insanların hizmetine açık halde bulunmaktadır. Ödeyeceğiniz makul bir ücret dahilinde Uçhisar Kalesi’nin bütün noktalarını gezebilirsiniz. Özellikle “Güvercinlik Vadisi” manzarasının eşsiz şekilde görülebildiği Uçhisar Kalesi içerisinde “Çavuş’un Kalesi” ve “Ağa’nın Kalesi” olmak üzere iki farklı bölüm bulunmaktadır. En yüksek noktası 100 metreyi aşan bu kalenin içerisinde yer alan butik pansiyonlarda uygun ücretlere konaklamak da günümüzde mümkündür.
2 . Ortahisar Kalesi
Geçmişte hem savunma hem de yerleşim alanı olarak kullanılan Ortahisar Kalesi, 1200 metre rakımında ve 86 metre yükseklik olarak inşa edilmiştir. Kalenin yerleşim alanı olarak kullanılmasının tarihi 11. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Kayaların oyulması ve içerisine evlerin yapılması ile birlikte bölgenin en önemli yerleşim alanlarından biri haline gelen kale aynı zamanda jeolojik olarak bölgede yer alan en büyük peribacalarından bir tanesidir. Kalenin günümüzdeki yerleşim şeklini almasının tarihinin buraya yerleşen Özbek Türklerinin 9 ev inşa etmesi ile başladığı düşünülüyor. Ancak bu 9 evin inşasından önce de M.Ö 1500’lü yıllardan itibaren Persler, Frig’ler gibi medeniyetler tarafından yerleşim merkezi olarak kullanıldığı düşünülüyor. Selçuklu ve Osmanlı döneminde ise kale yakınından geçen devasa ticaret yolu nedeni ile kalenin çevresi elverişli bir ticaret merkezi olarak kullanılarak değerlendirilmiş.
3 . Saklı Kilise
Saklı Kilise, uzun yıllar boyunca kapısının taşlar tarafından kaplanması nedeni ile asırlar boyunca saklı olarak kalmıştır. 1957 yılında bir tesadüf sonucunda keşfedilmesinin nedeni ile ismi Saklı Kilise olarak anılmaya başlanmıştır. Kilisenin kapısının taşlarla kaplanması neticesinde dış müdahalelerden uzakta kalması bir nevi onun günümüze değin oldukça iyi şekilde korunmasında son derece etkili olmuştur. Kırmızı renklerin hâkim olduğu kilisenin iç yüzeyinde yapılan çalışmalar göstermiştir ki, kilise boyanması sırasında fırça yerine bez kullanılmıştır. Bu durum tam yapım tarihi bilinmeyen kilisenin inşa tarihinin düşünülenden çok daha eski dönemlere uzanabileceğini göstermektedir.
4 . Derinkuyu Yeraltı Şehri
Dünyanın başka bir yerinde eşine ender rastlayabileceğiniz Derinkuyu Yeraltı Şehri, Nevşehir’in aynı zamanda dünyanın en büyük yeraltı yerleşimlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Derinkuyu şehrine büyük çaplı ilk yerleşimlerin Roma döneminde iktidarın zulmünden kaçan Hristiyanların sığınmak ve saklanmak için burayı devasa bir yeraltı şehrine çevirmesi ile olduğu kabul görüyor olsa da Derinkuyu’da yapılan ilk yerleşimlerin tarihinin M.Ö 3000’li yıllara kadar uzanmaktadır. 80 metre derinliğinde 12 – 13 kattan oluşan yeraltı sığınağı içerisinde; misyoner okulu, oturma odaları, mutfak, kilise ve mezarlar gibi bölümler bulunuyor. Günümüze kadar yapılan çalışmalarda yalnızca 8 katı keşfedilen şehrin ilerleyen dönemlerde çok daha fazla genişleyeceği düşünülüyor. Derinkuyu 1967 yılından günümüze değin dünyanın farklı noktalarından ziyaretçilerine kapılarını açıyor.
5 . Göreme Açık Hava Müzesi
Kayalarının kolayca oyulması nedeni ile kilise, yatakhane, yemek odaları kiler gibi insan hayatında büyük önem taşıyan bölümlerin yapıldığı Göreme Açık Hava Müzesi’nin tarihi M.Ö 4. yüzyıl dolaylarına uzanıyor. Manastır eğitiminin başladığı alan 13 . Yüzyıla kadar yoğun olarak dini eğitim merkezi olarak kullanılmaya devam etmiştir. Sahip olduğu muhteşem mimari ve tarihin derinliklerine uzanan Göreme Açık Hava Müzesi, 1985 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesine dahil edilmiş ve bu tarihten itibaren yurt dışındaki ününü daha da arttırarak birçok ziyaretçiyi ağırlamıştır.
6 . Kapadokya Ihlara Vadisi
Ihlara Vadisi, 100 metre derinliğe sahip şekilde yaklaşık 10 km boyunca uzanmaktadır. Bu muazzam alan sahip olduğu etkileyici manzara ile birlikte 4000’ten fazla barınak için oyulmuştur. Günümüzde vadide yer alan 105 kiliseden 14’ü insanların ziyaretine açıktır. Ağaçaltı Kilisesi ve Yılanlı Kilise başta olmak üzere ziyaret edebileceğiniz pek çok kilisenin bulunduğu vadi Nevşehir’in kesinlikle görülmesi gereken alanlarının başında geliyor. Tarihin, mimarinin ve doğanın iç içe geçtiği bu alanın bir benzeri dünyanın farklı bir noktasında bulmanız pek mümkün değil. Oldukça uzun bir alan boyunca uzanan bu vadiyi baştan sona gezmek için bir gününüzü ayırmanız ve fiziksel olarak dinlenmiş biçimde yolculuğa çıkmanız gerekebilir. Vadi içerisinde özel aracınızı park edebilmeniz için park alanları da yer alıyor.
7 . Kapadokya Kaya Evleri
Kapadokya ile özleşen kaya evleri, şehirdeki taşların kolay oyulması sebebiyle oluşmuş veya insan eliyle oluşturulmuş evlerdir. İnsanlar korumak için girdikleri bu oyuklar içerisinde yerleşim yeri kurmuşlardır ve günümüzde bu oyuntular otellere dönüştürülerek hizmet verilmektedir. Milyonlarca yıl içerisinde oluşmuş bu yapıları günümüzde ziyaret edebilir, içerisinde konaklayabilirsiniz.
Türkiye’nin en ilgi çekici noktalarından biri olan Nevşehir – Kapadokya bölgesini en kısa sürede ziyaret etmek için en uygun Nevşehir otobüs biletlerini NeredenNereye.com üzerinden online olarak satın alabilirsiniz.