Mor Gabriel Manastırı, Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan Mardin ilimizin sembolü haline gelmiş yapılarından bir tanesi. Mardin, konum itibari ile eski Mezopotamya medeniyetlerinin kesişim noktasında kurulmuş olan bir şehir olarak binlerce yıllık geçmişi boyunca onlarca medeniyete ev sahipliği yapmış bir kent. Hem Türkiye’nin hem de dünyanın en eski yerleşim noktalarından biri kabul edilen Mardin içerisinde şüphesiz en fazla iz bırakan topluluklardan bir tanesi de Süryaniler. Kadim geçmişe sahip olan Mardin ilimizde Süryaniler tarafından günümüze miras kalmış olan çok sayıda eser bulunuyor. Bu eserlerin en bilineni ise Mardin’in sembol yapılarından biri olan Mor Gabriel Manastırı…
Mor Gabriel Manastırı ismini, Mardin’de Süryanilerin en yoğun bulunduğu bölge olan “Turabdin” bölgesinde piskopos olan Mor Gabriel’den alıyor. Süryani Kadim Cemaatinin ünlü ve en büyük yapıtlarından biri olan manastır, dünyanın en eski Süryani manastırı olarak kabul ediliyor. Tarihçiler manastırın temellerinin 397 yılında atıldığına inanıyor. Fırat ve Dicle nehirleri arasındaki coğrafyada yer alan kilise, Hristiyanlık tarihindeki rolü bakımından Süryanilerin Mezopotamya ve Asya’daki en ünlü manastırı olarak kabul ediliyor.
Mardin, geçmişi 10 binlerce yıl öncesine uzanan bir şehir olarak bugün Türkiye’nin unutulmaya yüz tutmuş sanatlarından birini yaşatan bir şehir olarak anılıyor. Mardin içerisinde bugün hala bakır işlemeciliği uygulanıyor ve bu kapsam şehir bir açık hava sanat müzesi olarak anılıyor. Süryanice “Tur Abdin” olarak adlandırılan bölgede Süryani halkı 5 bin yılı aşkın süre boyunca yaşıyorlar, bu nedenle şehirde çok sayıda Süryani eseri görmek mümkün. Süryani nüfusunun Türkiye içerisinde yaklaşık 20 bin olduğu düşünülüyor ve bu halk Aramice benzeri olan Süryanice dilini konuşuyorlar. Elbette Türkiye’de yaşayanlar aynı zamanda Türkçe de biliyorlar. Bölgenin en önemli manastırlarından biri olan Mor Gabriel Manastırı bölgede aynı zamanda, “Deyrulumur Manastırı” olarak da anılıyor.
İçerikteki Konular
Mor Gabriel Manastırı
Mor Gabriel Manastırı (Deyrulumur Manastırı), Mardin’in Midyat ilçesinin yaklaşık 23 km güneydoğusunda bulunuyor. Manastır, dünyanın hala ibadete açık olan en eski Süryani Ortodoks manastırı olarak kabul görüyor. Güngören Köyü içerisinde yer alan ibadethanenin çevresi meşe ağaçları ile kaplı ve yüksek bir tepede yer alıyor. Bu özelliği ile şehrin güzel manzaralarından birine tanıklık ettiğini de söylemek gerek. Tapınak, 397 yılında bir Zerdüşt tapınağı üzerine Mor Şmuel, Mor Şemun tarafından yapılmış. Manastırı’nın uzun bir dönem boyunca, “Mor Şmuel Manastırı” olarak da anıldığını söylemek gerek.
Manastır, Roma döneminde son derece ünlü hale gelmesiyle kısa zamanda Konstantinopolis’e kadar ününün yayılmasına neden olmuş. Kısa zamanda ünlü olması ile birlikte imparatorluktan farklı isimler Manastır çevresine farklı amaçlarla farklı yapılar yapılmış ve bölge genişletilmiş. Manastır kısa zaman içerisinde dini eğitim almak isteyenler için önemli bir merkez olmasının ardından manastır çevresine konaklama merkezleri de kurulmuş. Roma İmparatoru Kral Theodosius (408-450) çağında lahitlerin konacağı Azizler Evi, Meryem Ana Kilisesi, Resuller Kilisesi, Kırkşehit Kilisesi, İmparator I. Justinianus’un eşi Theodore’nin Mor Smuel tarafından iyileştirilmesi nedeniyle Theodore Kubbesi, Mor Şlemun Mabedi eklenmiş. Manastır, kurulduğu dönemden kısa zamanda ünlü olmasının ardından birçok ünlü imparatorun da dikkatini çekmiş. Bu nedenle tarihin farklı dönemlerinde büyük imparatorlarını da ağırlamış.
Mor Gabriel’in orijinal ismi olan “Deyrulumur” Süryanice “Rahiplerin Meskeni” anlamına gelen “Dayro d’ Umro” kelimesinden türemiş. Daha sonrasında 7. Yüzyıl dolaylarında manastıra atanan Mor Gabriel zaman içerisinde oldukça ünlü olup, dört ölüyü diriltmek gibi mucizeler gösterdiğine inanıldığından azizlik mertebesine yükselmiş ve manastıra adı verilmiş. Manastır kurulduğu günden itibaren sürekli olarak artan bir rakam ile dönemin din eğitimi almak isteyen çocukların başvurduğu ilk nokta olmuş. Öyle ki, zaman içerisinde Süryanilerde doğan her ilk erkek çocuğun 10 yaşına bastığında manastıra bırakılması bir gelenek halini almış. Kısa zamanda Etiyopya gibi uzak bölgelerden dahi öğrenci almaya başlayan manastır, Süryani dili ve edebiyatı, felsefe, retorik, Grekçe ve tıp ilimlerinin öğretildiği bir eğitim merkezi şeklini almış.
500’lü yıllarda Roma İmparatorluğu ve Persler arasında süregelen çatışmalar Mor Gabriel Manastırı’nı da oldukça olumsuz şekilde etkilemiş. Bir defasında manastırı alan Persler acımasız şekilde yağmalamışlar ve manastırın son derece değerli eserlerle dolu olan kütüphanesini boşaltmışlar. Bu durum tarihçiler tarafından dönemi anlamak için gerekli kaynakların okunması açısından son derece vahim bir olay olarak görülüyor. Ancak çok değerli bir ibadethane ve eğitim merkezi olması nedeniyle süreç boyunca sürekli olarak yenilenmiş ve günümüze kadar ulaşmayı başarmış.
Mor Gabriel Manastırı’nın ünü öylesine büyük ki, “Doğu Manastırlarının Güneşi” olarak anılıyor. Mescid- i Aksa Müslümanlar için nasıl değer taşıyorsa Mor Gabriel Manastırı da Süryaniler için aynı anlamı taşıyor diyebiliriz. Hatta Turabdin bölgesi Süryaniler için “İkinci Kudüs” olarak ifade ediliyor.
Mor Gabriel Manastırı’nın Bölümleri
İnsanlık tarihinin en önemli ibadethanelerinden biri olarak kabul edilen ve ülkemizin Mardin şehrinde yer alan Mor Gabriel Manastırı, farklı bölümlerden oluşuyor. Ziyaretiniz sırasında bu bölümleri ayrılmış şekilde görebiliyorsunuz.
Anastasia Kilisesi: Mor Gabriel Manastırı’nın ilk ve ana kilisesi olarak kabul ediliyor. Manastır temelleri ilk olarak bu bölüm üzerinde atıldıktan sonra tarihi süreç boyunca farklı imparatorların desteği ile genişletilmiş.
Theodora Kubbesi: Tam sekiz kemerle taşınan bu kubbe birçok ziyaretçi tarafından manastırın en ilgi çekici noktası olarak kabul ediliyor. Mozaik bir renk cümbüşü sunan bu kubbe kiliseye sonradan eklenmiş yapılardan biri. Yaklaşık olarak 9.44 metre yüksekliği bulunan kubbe ana kilisenin kuzey batısında yer alıyor.
Meryem Ana Kilisesi: Doğu Roma imparatorunun destekleri ile yapılan bu bölüm ana kilisenin güneybatı ucunda yer alıyor ve “Yoldath Aloho” olarak anılıyor. Her yıl 15 Ağustos tarihinde Meryem Ana’nın göğe yükselişini anmak için bir ayin düzenleniyor ve kilisenin bu bölümü bu tarihte dört bir yandan gelen Süryaniler ile dolup taşıyor.
Azizler Evi: Tarih boyunca eğitim yuvası ve önemli bir ibadethane olan Mor Gabriel Manastırı haliyle çok sayıda din adamına kapılarını açmış. Bu kişilerden bazıları ise aziz olarak anılıyor. Kilisenin bu bölümünde aziz olarak kabul edilen yaklaşık 15 kişinin mezarı yer alıyor.
Manastır Kütüphanesi: Manastırın belki de en değerli noktası olan kütüphane bölümü bugün yalnızca boş olarak karşımıza çıkabiliyor. Çok önemli bir dini eğitim merkezi olması nedeniyle paha biçilmez yazma eserlerle dolu olan kütüphane ne yazık ki, günümüze kadar olan süreçte savaşlar ve çatışmalar sonucunda defalarca kez yağmalanmış. Bu talihsiz olaylar nedeniyle bugün kütüphanenin sahip olduğu değerli eserlerden günümüze neredeyse hiçbir eser kalmamış diyebiliriz.
İnsanlık tarihinin en değerli ibadethanelerinden biri olan, tarihin gizemli sayfalarına kapı açabileceğiniz Mor Gabriel Manastırı’nı en kısa zamanda ziyaret etmek için Türkiye’nin her yerinden en uygun Mardin otobüs biletlerini NeredenNereye.com üzerinden online olarak satın alabilirsiniz.