Londra, aslında hakkında konuşulmaya fazla ihtiyaç olmayan bir şehir. Dünyanın en gözde merkezlerinden biri olan bu yer Birleşik Krallık yani İngiltere’nin başkenti. Dünya medeniyetinin oluşmasında ve yakın tarihin hemen hemen her alanında çok büyük rol oynayan İngiltere, başkenti olan bu yere neredeyse gözü gibi bakmış denilebilir. Bu köklü şehre ilk yerleşimin ise M.Ö 2000’li tarihlerde Keltler tarafından gerçekleştirildiği düşünülüyor. Şehrin ismi tarihi kaynaklara göre ilk kez Romalılar tarafından konulmuş, anlamı “Akan Nehir” demek. Zaman içerisinde İngilizlerin göç yolu ile olmasa da siyaset ve sömürge yolu ile dünyanın hemen hemen her karış toprağına ulaşması Londra şehrini de etkilemiş. Günümüzde Londra dünyanın en kozmopolit şehirlerinden biri olarak kabul ediliyor.
İngiltere’de hala kraliyet ailesinin olduğunu ve yönetimde oldukça etkili olduklarını bilmeyen yoktur. Kraliçe II. Elizabeth Buckingham Sarayı’nda yaşamaktadır. Yukarıda bahsetmiş olduğumuz üzere, İngilizler siyaset ve sömürge yolu dünyanın dört bir yanına etkide bulunup toprak almışlar. Bunun neticesinde bu imparatorluğa, her kıtada toprakları bulunduğu için “üzerinde güneş batmayan ülke” ismi takılmış durumda. Biz de sizler için üzerinde güneş batmayan ülkenin en değerli şehri olan Londra’da gezilecek beş harika yeri listeledik.
İçerikteki Konular
Buckhingham Sarayı
Yaklaşık olarak üç yüz yıllık geçmişi olan Buckhingam Saray’ı, ülkenin ve Londra’nın gezilmesi gereken yerlerinin başında geliyor. Buckingham Dükü için yapılan Saray daha sonrasında kraliyet ailesinin hizmetini sunulmuş. Bugün hala kraliyet ailesi bu saraya içerisinde yaşıyor ancak sarayın bazı kısımları ziyaretçilere açık durumda. Toplamda 775 odası bulunan bu yapının içerisinde 19 odasını gezebiliyorsunuz. Londra için önemli bir toplantı olduğunda Buckhingam sarayı içerisinde düzenlenen resmi toplantılar ile neticeye bağlanmaktadır. Kraliyet ailesi konaklamak için bu saraya geldiğinde İngiliz bayrağı göndere çekiliyor. Ayrıca kraliçelerin imparatorluk döneminden bugüne giydiği kıyafetlerin bulunduğu bir sergi yer alır, isterseniz bu sergiyi de ziyaret edebilirsiniz. Saray’a girmek için yaklaşık olarak 34.5 euro gibi bir rakam giriş ücreti ödemeniz gerekiyor. Ayrıca saray gezisi için öğrencilere özel indirimler de var.
London Eye
Listemizin bu sırasında yer alan eser benim gibi yükseklik korkusu olanlar için pek ideal bir nokta değil. Bu bilgiyi verdikten sonra, en yüksek noktası 135 metre olan bu gözlem tekerleğinden bahsedebiliriz. Çocukluğumuzun kimilerine eğlence merkezi, kimilerine korku kaynağı olan dönme dolabı Londra’nın merkezinde yer alan bir gözlem tekerliği aslında. Tam tur atması yaklaşık olarak yirmi dakika süren London Eye, çocukluğumuzdan kalan bu eğlence alışkanlığını yeniden deneyimlemek isteyenler için harika bir yer. Ancak benim gibi yükseklik korkunuz varsa dışarıdan gözlemlemek çok daha iyi olacaktır.
Westminster Sarayı
Efendim, sırada İngiltere’de geçen filmlerden aşina olduğumuz Westmister Sarayı bulunuyor. En sevdiğim filmlerden biri olan The Darknight’ın birçok sahnesi de bu saray önünde çekilmiştir. Yönetmen, C. Nolan oldukça akılcı biçimde sarayın görkemli ve kasvetli yapısını Gotham’ın distopik olgusu ile başarılı şekilde harmanlamış. Bugünkü sarayın temellerinin 1016 yılında atıldığını öğrenince bin yıllık bu yapı karşısında şaşkınlığınızı gizleyemiyorsunuz. 1500’lü yıllarda çıkan yangın nedeni ile tarihi saray neredeyse tamamen kül olmasına karşın inanılmaz bir disiplin ile restore edilmiş ve sonrasında parlemento binası olarak kullanılmaya başlanmıştır. 1100 yüz odası bulunan bu saraya St. Stephen kulesindeki Stephan kapısından giriş yapabilirsiniz.
Kule Köprüsü (Tower Bridge of London)
Sırada gene bizlere filmlerden çok tanıdık gelen bir yapı var. Londra’nın meşhur köprüsü. Özellikle üzerinden geçen çift kaplı, klasik tasarımlı otobüslerin hafızalarımızda Londra ile bütünleşmesi sanıyorum ki bu sahnenin çokça filmlerde tekrar edilmesinden kaynaklanmaktadır. Köprü ilk de 1894 yılında kullanıma açılmıştır. Köprünün uzun yaklaşık olarak 286 metredir ve yapımı sekiz sene sürmüştür. Londra geziniz sırasında köprüde bir yürüyüş yapmak istiyorsanız dokuz euro olan bir giriş ücreti ödemeniz gerektiğini de hatırlatmakta fayda var.
Londra Kulesi (Tower of London)
Sırada UNESCO dünya mirası listesinde yer alan bir yapı bulunuyor. İngiltere’nin Tower of Hemlets ilçesinde yer alan yapı yaklaşık olarak bin yıllıktır. Kuruluş tarihinden günümüze gelene hapishane de olmak üzere birçok farklı amaç için kullanılmıştır. On dokuzuncu yüzyıldan itibaren ise yapı müze olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu müzeyi pazartesinden cumaya kadar 09:00 – 17:00 saat aralığında 9 euro gibi bir giriş ücreti ödeyerek ziyaret edebilirsiniz.
Londra’nın en gözde yerlerini vakit kaybetmeden görmek için yolculuğunuza NeredenNereye.com üzerinden en uygun uçak biletlerini satın alarak başlayabilirsiniz.
“Hayat bir kitaptır ve gezip görmeyenler hep aynı sayfayı okur.” -St. Agustine-