Dünyamız üzerinde, “Asya, Afrika, Antarktika, Avustralya, Avrupa, Kuzey Amerika, Güney Amerika” olmak üzere yedi kıta farklı kıta yer alıyor. Bu alanda uzman bilim insanlarının aktardığına göre bir zamanlar okyanusta yüzen devasa bir bütünleşik kara parçası olan bu kıtalar, yaşanılan jeolojik kırılmalar sonucunda birbirinden ayrılmış. Dünyanın kaderi de bu şekillenmeden sonra değişmiş diyebiliriz. İnsanlığın başlangıcına tanıklık etmiş olan kadim Afrika toprakları, Birbirinden renkli inançları ile mistisizm gizem toprakları Asya, buzullarla kaplı kutuplar vb. şeklinde her birinin kendine has çekici ve büyüleyici özellikleri var.

Bu kıtalar arasında, bünyesinde ihtiva ettiği ülkeler dolayısı ile günümüzün en gözde kıtası Avrupa olarak görülüyor. Pek refah ve gelişmiş devlet bu kıtada bulunduğundan insanlar belirli yaşam standartlarına kavuşmak adına dünyanın farklı köşelerinden Avrupa’ya gitmeye çalışıyor. Elbette kalıcı olarak gitmek yerine yalnızca bir yolculuk düzenleyen insanların sayısı daha fazladır. Ancak ne olursa olsun Avrupa hakkında daha önce duymadığınız, bilmediğiniz bilgilerin olduğu kesin. Biz de yakın zamanda Avrupa yoluna düşecek olan gezginler için Avrupa hakkında bilinmeyen gerçekleri kısaca listeledik.

Coğrafi olarak kayıp kıta…

Şimdi oldukça ilginç bir bilgi ile başlayabiliriz. Yazının başından itibaren biz de Avrupayı bir kıta olarak ifade ettik ve yıllardır da bu şekilde öğrendik. Ancak coğrafya bilimi, Avrupa aslında bir kıta değil diyor. Coğrafi olarak Avrasya kıtasının batı yakasını oluşturan bölümüne bizler Avrupa diyor ve böyle biliyoruz.

Bitmek bilmeyen mimari

Mısır Piramitlerini bilmeyen yoktur. Sahip oldukları gizemli özellikleri ve dikkat çekici mimarisi ile tüm dünyada fenomen haline gelmiş olan mimari yapılar. Ancak, Barselona şehrinin sembolü haline gelmiş olan Sagrada Familia’nın yapımı piramitlerden daha uzun sürmüş durumda. Öyle ki, yapının inşası hala devam ediyor.

Rusya ile sıcak ilişkiler

Evet, ilk maddede belirttiğimiz üzere birçoğumuz coğrafi olarak Avrupa’nın gerçek sınırları farklı şekilde biliyoruz. Ancak, gerçekte çok daha büyük bir alanı kaplayan bu bölge Rusya’nın bir bölümünü de içine alıyor.

Döner ekmek çoktan bizim sınırlarımızı aşmış…

Biliyoruz ki, pek çok insan bir dönem ekonomik, siyasi nedenlerden dolayı gurbetçi olarak Avrupa’nın yollarını tuttu. Bunların en büyük bölümü ise Almanya’ya yerleşti. Yıllar içerisinde Almanya’da hayata ayak uyduran insanımız buradaki kültürel mirasını Alman topraklarına taşımayı da unutmadı. Bugün Berlin’de yer alan döner restoranı sayısı İstanbul’daki ile neredeyse eşit sayıda.

Neredeyse tüm müzeyi bizden saklıyorlarmış

Tarihe ve koleksiyon parçaları toplamaya ilgi duyanlar bilir, British Museum dünyada en nadide eserleri ve parçaları görebileceğiniz yerlerin başında gelir. Yalnızca müzenin bir bölümünü dahi gezmiş olsanız, insanlık tarihinin çok farklı dönemlerine tanıklık edebilirsiniz. Ancak bilindiği kadarı ile bugün British Museum’da ziyaretçilere açık olan bölüm toplam koleksiyonun yalnızca yüzde biri. Ben bunun büyük bir haksızlık olduğu kanaatindeyim ancak yapacak bir şey yok. 

Korkuyu fırsata çevirmek ….

Bugüne kadar hakkında anlatılan hikayelerden, kitaplardan, filmlerden hepimiz Loch Ness Gölü Canavarını tanıyoruz. Anlaşılan tüm dünyada bir fenomen haline gelen hikayeyi olabildiğince iyi şekilde kullanmışlar. İskoçya, bu efsaneler nedeni ile ziyarete gelen turistlerden yaklaşık 7 milyon euro kazanıyor.

Okuyamayacaksınız …

Dünyanın pek çok yerinde farklı bölgelere garip isimler verildiğini görmüş ya da duymuşsunuzdur. Ancak şimdi yazacağımız yerin ismini okuyamayacaksınız. Zira Avrupa’nın en uzun yer ismi olmakla ünlü kendileri ve tam olarak şöyle yazılıyor: “Llanfairpwllgwyngyllgogerychwyrndrobwllllantysiliogogogoch.”

Fransızlar tarafından yıllarca kandırıldık

Yıllardır Fransız mutfağının bir eseriymiş gibi bizlere tanıtılan kruvasan aslında Avusturya kökenli bir lezzet. Kruvasan için Avusturya’da kullanılan isim ise “kifli” olarak geçiyor.

Sivrisinek mi?.. O da ne?

Tam da yaz aylarının bitimine denk geldi. Olsun bilginin insana zararı olmaz diye düşünüyorum. Malumunuz yaz aylarında herkesin şikayetçi olduğu durumlarından başında bunaltıcı sıcaklar ve sivrisinekler geliyor. Her ikisinden birinden kurtulup, doğası ile serin bir cenneti andıran İzlanda’ya kaçabilirsiniz. Serin iklimi nedeni ile İzlanda’da hiç sivrisinek bulunmuyor.

Avrupa hakkında çok daha fazla gerçekliğe yakından tanıklık etmek için yolculuğa NeredenNereye.com üzerinden en uygun uçak biletlerini satın alarak başlayabilirsiniz.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen adınızı buraya girin