Üzerinde yaşadığımız küçük mavi gezegenimiz Dünya gördüğümüzde hepimizi şaşkına çeviren onlarca manzaraya ev sahipliği yapıyor. Kimi zaman Dünya’nın en uç noktalarına kadar macera dolu bir yolculuk gerçekleştirerek bu ilginç manzaraları arşivimize eklemek hepimizin aklına geliyordur. Gezegenimizde bulunan coğrafi konumların her birinin kendine göre farklı özellikleri var diyebiliriz. Kimi zaman bu özellikler seyahatseverlerin pek de ilgisini çekmiyor. Çünkü coğrafi konumlarına bağlı olarak Dünya üzerindeki bazı yerler yaşamaya son derece elverişsiz olabiliyor. NeredenNereye.com ailesi olarak biz de siz ziyaretçilerimiz için Dünya’nın yaşamaya en elverişsiz noktalarını kısaca listeledik.
İçerikteki Konular
Yılan Adası – Brezilya
Brezilya hiç tartışmasız Dünya’nın en egzotik ormanlarına ev sahipliği yapıyor. Binlerce yıllık kültürü de şehirlerinin her bir yanına dağılmış ve gezegenimizin farklı noktalarından gelen ziyaretçiler için rengarenk görüntüler sunuyor. Ancak Brezilya’da öyle bir ada var ki, misafirperver olduğunu söylemek pek de mümkün değil. Yılan Adası el değmemiş doğası ile uzaktan bakıldığında bir cenneti andırsa da bu adaya giriş askeri birlikler tarafından engelleniyor. Çünkü adada tam 4000’in üzerinde yılan türü ve belki de milyonlarca yılan bulunuyor. Bu nedenle görünüşü son derece cezbedici olan bu adaya girmek pek de akıl karı değil. Kendi içerisinde oluşturduğu ekosistem ile Yılan Adası tam anlamı ile bir korku filmi seti gibi. Burayı ziyaret etmek gerçekten yürek ister.
Centralia – Pensilvanya
Burası Dünya’nın en sıcak şehirlerinden biri diyebiliriz. Ancak bildiğiniz anlamda yaz sıcaklarından bahsetmiyoruz. Centralia’nın altı kelimenin tam anlamı ile kazan gibi kaynıyor ve bu özelliği bölgeyi son derece tehlikeli hale getiriyor. Yapılan son araştırmalar neticesinde bölgede yalnızca beş kişinin yaşadığı söyleniyor. Yani bir ziyaretçi olarak şehrin farklı manzaralardan fotoğraflarını çekmek için buraya giderseniz koca bölgedeki altıncı kişi siz olabilirsiniz. Centralia bölgesinde yer kabuğunda boylu boyunca uzanan çatlaklar ve bu çatlaklardan yükselen dumanları görmek mümkün.
Devon Adası – Kanada
Devon Adası Dünya üzerindeki en garip coğrafi oluşumlardan bir tanesi. İncelemeler sonucunda bu adanın Mars ile benzer özellikler gösterdiği keşfedilmiş durumda. Haliyle Devon Adası insan yaşamı için son derece elverişsiz. Bölgeyi ziyaret etmeniz de pek mümkün değil çünkü buraya yalnız inceleme yapan bilim insanlarının girmesine izin veriliyor. Bitki yaşamının neredeyse görülmediği bu topraklar karlar ülkesinin ortasında kalmış bir çölü andırıyor. Bölgeye yeterince yaklaşabilirseniz uzaktan fotoğraflamanız mümkün.
Ölüm Vadisi – Kaliforniya
Özellikle kışın dondurucu soğuklar geldiğinde hemen hemen hepimiz yaz aylarını özleriz. Havanın biraz sıcak olmasında herhangi bir sakınca yoktur. Ancak Kaliforniya’da bulunan Ölüm Vadisi kelimenin tam anlamı ile sıcaktan kavruluyor diyebiliriz. Yaz aylarında ölçülen 134 derece sıcaklığı ile Dünya’nın en sıcak noktası olma rekorunu elinde bulunduran bu bölgenin temmuz ayı sıcaklık ortalaması 124 derece. Haliyle bu durum Ölüm Vadisi’ni insan yaşamından son derece uzak kılıyor. Burada “sıcaktan patlamak” yada “cehennem gibi sıcak” deyimlerini gerçek anlamda yaşayabileceğinizi söylemek mümkün. Elbette bu koşullar altında fotoğraflamak için bile bölgeye gitmenizi önermiyoruz.
Spinalonga – Yunanistan
Son derece dramatik bir tarihe sahip olan bu bölge geçmişinde cüzzam (Lepra) hastalarının toplumdan uzaklaştırılması amacı ile kullanılmış. Salgın hastalığın yayılmaması için kıyılarına set çekilerek bir ada haline getirilen bölge binlerce hastanın hapishanesi olmuş diyebiliriz. O yıllarda Spinalonga’ya bırakılan hastaların mal ve mülklerine el konuluyor, özgürlükleri elinden alınarak toplumdan tamamen tecrit ediliyormuş. Bu nedenle bu adanın binlerce üzücü öyküye ev sahipliği yaptığını söylemek gerek. 1950 yılından itibaren tamamen hastalardan arındırılarak kapatılan ada günümüzde günlük 1500 -2000 civarında turiste ev sahipliği yapıyor.
Pripyat – Ukrayna
1986 yılında meydana gelen nükleer patlama ile birlikte yaklaşık 1000 yıl boyunca yaşanmaz hale gelen bu güzel alan bugünlerde hayalet şehir olarak biliniyor. Yaşanılan bu üzücü olaydan sonra pek çok kitaba, filme, belgesele konu olmuş ve olmaya da devam ediyor.
Heard Adası – Avustralya
Yakın tarihte patlayan bir yanardağın bulunması bir yana oldukça sert iklim koşulları ile birlikte saatte 100 km hıza yaklaşan daimi rüzgarları ile birlikte insan yaşamına son derece elverişsiz Avustralya’nın Heard Adası. Günümüzde bölgeye yalnızca araştırmacıların girmesine izin veriliyor.
Kamçatka – Rusya
Kamçatka ya da yerel halkın dilindeki anlamı ile Rusya’nın Ölüm Vadisi son derece tehlikeli diyebiliriz. Yüksek miktarda toksik gaz salınımı bulunan bu bölgede bitkiler ve hayvanlar hayatta kalamıyor. Bu nedenle uzaktan bakıldığında bölge uçsuz bucaksız bir çölü andırıyor. Bölgeye yolunuz düşer de “şöyle bir uğrayayım” derseniz, mide bulantısı, baştan dönmesi, bilinç kaybı gibi pek çok sağlık sorunu yaşamanız mümkün.
Okunoshima Adası – Japonya
Japonya ile Çin arasında yaşanılan sert savaşın gözle görülür sonuçlarından biri olan bu ada tavşanları ile ünlü. Savaş döneminde hardal gazı üretmek için kullanılan bu ada yaklaşık 80 bin kişinin ölümüne neden olmuş. Japon askeri kuvvetleri zamanla bu adayı haritadan silmek istemişlerse de başarılı olamamışlar. Adayı ziyarete gelen bir grup gezginin bıraktığı tavşanlar zaman içerisinde sürekli üreme sağlayarak bugün adanın tavşanla dolmasına neden olmuş diyebiliriz. Biraz aksiyon arıyorsanız gezileriniz sırasında rotanızı Okunoshima Adası’na çevirebilirsiniz.
Big Majoy Cay – Bahamalar
Listemizde yer alan son bölge olan Big Major Cay diğerlerine göre son derece masum sayılır. Çünkü bu sahili, denizi, iklimi ile cenneti andıran adanın en büyük sorunu adayı dolduran domuzların olması. Gene de her yıl Dünya’nın farklı köşelerinden çok sayıda ziyaretçiyi ağırlıyor. Bu adanın misafirlerinin alışık olduğu domuzlar ile aralarında sıkı bir bağ oluşmuş diyebiliriz. Ziyaretçiler denizde domuzlar ile birlikte yüzüyorlar.
